Ortopedik engelliler için neler yapmalıyız?
*Aydınlık bir mekan, yada başka bir deyiş ile görüş keskinliği bulunan bir mekan yeni bir rahatsızlığa sebebiyet vermemek için ortopedik engelli birey için büyük bir gerekliliktir. Ancak, hareket halinde iken çok gerekli bu durum, her yerden yönetilebilir bir ışık sistemi ile çözülmelidir.
*Görme engelli birey yaşadığı mekanı ancak hissedebilir ve duyabilir. Yada bedeninin başka bölümleri ile fark etme gücüne sahiptir. Burada sivri hiçbir çözüme fırsat vermeden gerektiği kadar obje ile çözümlenmiş mümkünse ortası boş bir mekan bireyin özel bir isteği olmadıkça iyi bir tasarıma olanak tanır.
*İşitme engelli birey için ise mekan görülebilir. Tasarımlarında kendisi ile iletişim kurmak isteyen kişi ve aracılara olanak tanıyacak bir çözümleme uygulanmalıdır. Kapının ve telefonun çaldığını bildiren ayrı renkteki ışıklar veya kişinin söylediklerini yazılı metne çeviren araçlar günlük yaşamının bir parçası olacaktır. Yada kişinin acil durumunu haber verecek belirli kişilere bağlı uyarı sistemleri onun hayatını kurtarmada faydalı olacaktır. Kapı önünü gösteren ekranlı bağlantılar kullanılmalıdır.
*Bir mekan hangi formasyonda olursa olsun hiçbir engelli için sivri köşelere sahip çözümlerle oluşturulamaz.
*Yine bireyin engeli doğrultusunda evin gerekli yerlerine tutunma barları ve boyuna göre ayarlanmış mutfak ve banyo tezgahları, klozetler de zorlu bedenine kolaylık sağlayıp ona hareket kabiliyetini kazandıran gerekli, esneyebilir olanaklarını sağlar.
*Banyo bir engelli için en önemli sorunlardan birini oluşturur. Burada yaşanan temizlik sorununa olanak sağlayacak çözümlerden biri, kişi eğer ortopedik özürlü ise tekerlekli sandalye ile birlikte düşünülür. Evin her köşesine kendisinin amaçlarını engellemeden ulaşan sandalye banyoda da gerektiğinde yıkanacağı yere kadar girer. Buraya kurulmuş tutunma barları engelli kendini kaldıracak güçte ise yer değiştirmesinde destektir. Ayrıca çok ağır engellerde tavandan yada döşemeden mafsallı taşıyıcı sistemler çok ufak bir yardımla kişiyi yerinden kaldırıp gerekli yere bırakır. Bu banyoda olabildiği gibi yatak odası da olabilir. Bazı çözümlerde kişi banyodan aynı mafsallı araçla yerinden alınıp tavana kurulmuş raylı sistemlerle yatağına taşınabilmektedir.
*Kat çıkmak yada her hangi bir yükseklik çıkmak gerektiğinde eğer orada bir rampa yada düşey sirkülasyon olarak bir asansör sistemi yoksa engelliyi üzerine direk kendisi yada sandalyesi ile oturabileceği, merdiven boyunca yukarı yatay olarak taşıyacak bir mini asansör sistemi de kurulabilmektedir.
*Sürekli eve kapalı ve sandalyesini kullanmakta dahi güçlük çeken ve yalnız yaşamayı tercih eden yada mecbur olan bir kişi evin zeminine yerleştirilmiş, bir ray sistemi ile evin her yerini hep aynı hat üstünde takip etmek suretiyle kullanabilir hale getirilebilir. Tasarımcı ile talep edenin uyum süreci ile aşılır ve isteğe en uygun tasarım üretilir.
*Ayrıca engelli aparatlarının metal aksamlarını ve konstrüksiyonunu (iskeletini ) oluşturan önemli bir malzeme de titanyumdur. Bu malzeme aşınmaya son derece dayanıklı ve hafif araçlar elde edilmesini sağlamaktadır. Ancak çok pahalı olup başka bir kullanım alanın da bu barışık dünyaya uymayan güdümlü mermi, tepkili uçaklar olduğu kayıtlar arasındadır. Ayrıca uzay sanayii de, tel halinde çekilmiş veya dövülmüş haldeki titan alaşımlarının en önemli tüketicisi konumundadır.
*Yapıda üst katlarda oturulması acil durumda mekanı terk imkanı için tercih olmamalıdır, kolay kaçılabilir bir yükseklikte yaşanmalıdır . Yangın gibi özel durumlarda pencereden kurtarılabilir bir yükseklikte yaşamak gereklidir. Ve bu bütün engelli grupları için önemlidir.
*Yer döşemesi kaymayan ancak aynı zamanda tekerlekli sandalyenin lastiğini de tutmayan bir malzeme ile yapılmalıdır, ancak yerde yürümek zorunda olan engelliler için, sürekli kullandığı alanlar mümkün olduğu kadar, yumuşak malzeme ile kaplı olmalıdır.
*Sivri, keskin kalmış bölgeler, ki duvar dönüşleri de buna dahildir, evin hiçbir yerinde olmamalıdır. Bütün duvar köşeleri yuvarlatılmış olarak bitirilmelidir. Mümkünse normal açıklığın üzerinde bırakılmış kapı aralıklarında köşelere tutunma barı yerleştirilebilir.
*Evin her yerinde acil çağrısı sistemi kurulmuş ve ulaşılabilir durumda olmalıdır. Bu bir başka kişinin telefonuna gidecek bir uyarı olarak düzenlenebilir. Ülkemizde şu anda özel şirketlere bağlı ikaz sistemleri kurulmaktadır.
*Yangın söndürme cihazı mutlaka bulundurulmalıdır. Ve mümkünse bu her odada olmalıdır.
*Evin içinde kişiye göre yüksekliği ayarlanmış tutunma barları kurulmalıdır. Bu yükseklik kişinin engeli ile doğru orantılıdır.
*Evde basamak gibi yükseltiler olmamalıdır.
*Bir terapi, jimnastik odası mutlaka bulundurulmalı ve kişi kendi hayatını sürdürecek konumda uzun yıllar kalabilmek için kendine imkan tanımalıdır. Tasarımcı bunu önermelidir.
*Bütün tesisat, temiz ve pis su tesisatları ile kalorifer boruları kolay tamir edilebilir bir yerde en başta düşünülerek yerleştirilmelidir. zemin yada duvar dokusu içine gömülmüş ve kapak ile gerektiğinde tamir edilmek üzere bırakılmalıdır.
*Tasarımcı hayal kurmadan gerçekçi bir bakış açısı ile, kişinin bedensel özelliklerini iyi analiz ederek bir sistem kurmalıdır.
*Kişi mutlaka kendisine yardım edebilecek bir bilgisayar sistemi ile dışa açılmalıdır. Bu konuda tasarım yapan ve ithal eden firmalardan faydalanılabilir.
*Yatmak ortopedik engelli için zaten çok tanıdık olan bir durumdur. Bu durum hastalık ile pekiştiğinde yatak ve çevresinin çok iyi düzenlenmiş olmasının ne kadar gerekli olduğu bir kez daha anlaşılır. Yatak ve çevresi kişinin bedensel zafiyetinin boyutlarına göre değişir. Telefon, yangın söndürücü, ilaçlar ve çok temel ihtiyaçlar için , mutlak ulaşabilir bir ortamda uyumalıdır.
*Her ne şartta olursa olsun mutlaka acil durumu için bir irtibat noktası olması gereklidir.
*Kişinin doktoru ile beraber verilecek bir karar ile engelli jimnastiğe teşvik edilmeli, bunun için ev içinde bir sistem kurulmalıdır. Bu ülkemiz engellilerinin ev içinde geçen mecburi hayatlarında önemli bir detaydır.
*Yatak tuvalete yakın olmalıdır.
*Allerjen kumaşlar yerine allerji yapmayan ve az toz tutan , kolay leke çıkarılabilen kumaşlar tercih edilmelidir.
*Kumaş seçimlerinde felç yarası açılmasına engel olmak için dikkatli seçim yapılmalıdır.
*Kişi aşırı yüksek eşyalar yanında yatırılmamalı, ve oda son derece havadar olmalıdır.
*Hava kalitesini arttırmak için gerekirse özel cihazlar bulundurulmalıdır.
*Eşyalar maksimum tekerlekli sandalye ile erişilebilir bir yükseklikte olmalıdır.
*Belli bir yüksekliğin üzerinde eşya tasarlanmamalıdır.
*Kişinin bedenini bilerek yoracağı bir tasarım olmamalı ve bağlı olduğu sandalye ile bağlantılı tasarım yapılmalıdır.
*Kişinin evi birden fazla kata sahip ise katlar arasında minik merdiven asansörleri uygulanır ve bunlar kişiyi bazen sandalyesi ile bazen sandalyesiz yatay hareket ederek yukarı çıkarır.
*Kişinin engelinin gereksinimine göre (ki genellikle uygulanır) hidroterapi uygulaması için duş teknesi yerine küvet yada jakuzi kullanılmalı, sürekli sıcak su sistemi kurulmalıdır.
*Müzik sistemi uzaktan kumandalı olmalıdır.
*Kapılar tekerlekli sandalyenin kapıya çarpması ile vereceği sürekli zarara karşı sert bir malzeme ile kaplanmalıdır. Ve çarpma kapı olarak uygulanmalıdır.
*Mutfak malzemeleri kolay ulaşılabilir bir yerde olmalıdır.
*Mutfak tezgahının altı mümkün olduğu kadar boş düşünülmelidir.
*Mutfak tezgahı hareketli de düşünülebilir. Bu çok hafif bel rahatsızlığı olan kişiler ve yaşlılar içinde geçerli bir çözümdür.
*Her odada telefon bulunmalıdır.
*Eşyalara ait boyutlar kişiye göre ayarlanmalıdır.
*Banyo gibi tehlikeli olan bir bölgede yine engellinin durumuna göre vitrifiye elemanını kullanırken yardımcı aparatlar ile destek olmak zorunluluğu vardır. *Ayrıca engeli ağır bir kişi, kendini özel taşıyıcı bir sistemle sandalyesinden alıp klozete, oradan banyoya bıraktırabilmektedir. Bu gibi durumlarda oluşabilecek aksaklıklardan etkilenmemek için aparatlar "manual" olmalı ayrıca yine acil tuşu yakında bulunmalıdır.
*Bilgisayar konusunda engelliler ilgili yeni çıkan imkanlar tasarım sırasında kişiye hatırlatılmalıdır.
*Dolap kapakları sürmeli olmalı, askıda duran eşyalar için askılıkları kişinin önüne getiren bir sistem kurulmalıdır.
*Isıtma sistemi yerden yapılmalı ve evin her yerinin sıcak olmasına özen gösterilmelidir.
*Pencerelerin alçak olmasına gayret edilmeli , bina dış görünüşü ile oynanamayacağı için ve engelli kişinin psikolojisi için gerekirse bütün ev döşemesi yükseltilmelidir.
*Renk seçimleri çok önemlidir. Beyaz ve krem rengi ile turkuazın bir tonu hastahaneleri hatırlattığı için tasarımda tercih edilmesi zaman zaman sorun yaratabilir, kişinin beğenisi ve psikolojisi göz önünde tutulmalı ve neşeli renkler önerilmelidir.
*Aydınlatma dimmer sistemi ile kullanılmalıdır.
*Tekerlekli cihazların devrilme olasılığına karşı maksimum önlem alınmalıdır.
*Alışveriş sonrası yerleşme için mutfak kapıya yakın olmalı ve yemek masası mutfağa yakın bir yerde dizayn edilmelidir.
*Mümkünse açık bir mekan tasarlamalı ve odalardan kaçınılmalıdır.
*Eğer uzun koridor sahibi iseniz tüm koridoru tek yada çift taraflı, yerden belli bir yükseklikten başlayan kitaplık ve dolaplar ile değerlendirebilirsiniz. Ancak önce sandalye ile dönüşünüzü iyi hesaplamalısınız.
*Perdelerde, dikey perde her zaman daha elverişlidir.
*Eğer daire kiralayacak yada satın alacaksanız , mutlaka güneş alan bir yeri tercih ediniz. Güneş ne kadar çok evinize girer ise , doktorunuz ile o kadar az görüşürsünüz.
*Bitkiler ve pet hayvanı çok iyi bir enerji kaynağıdır. Yada bir akvaryum. Tasarımlarda göz önünde bulundurulmalıdır.
*Kapılara sandalye çarpma yüksekliğinde dayanıklı malzeme yerleştirilmelidir.
*Yatak satın alımında veya yenilenmesinde, sandalyenin dizaynına göre seçim yapılmalıdır.
*Masalar yuvarlak yada elips olarak tercih edilmelidir.
*Ev işleri kapsamına giren her tip cihazın kullanımı , tasarlanmadan önce kişi sandalyesi üzerinde iken hayali olarak uygulanmalıdır. Kol uzanma, bacak gücü, görüş alanı yada taşıma kabiliyeti değerlendirilerek plan ve tasarım gerçekleştirilmelidir.
Saturday, April 30, 2011
Antika alırken ..
Antika ışıkta alınır...
Antikaya ilgi duyuyor ancak nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız, bazı ipuçlarına ihtiyacınız var demektir. Örneğin, müzayedeye katıldığınızda ünlü koleksiyonerlerin neler aldığına dikkat edin..
Müzayedeler
Müzayedeye katılmadan önce mutlaka katalogları gözden geçirin. Beğendiğiniz ve satın almayı düşündüğünüz parçaları iyice inceleyin.
Müzayede firmasından beğendiğiniz parçanın ayrıntılı bir kondisyon raporunu istemeyi unutmayın.
Mümkünse önceden müzayede firmalarının organize ettiği tanıtım günlerine katılın ve burada tanışacağınız sanatseverlerin fikirlerinden ilham alın.
Beğendiğiniz parçaları satın almadan önce mutlaka tam anlamıyla güvendiğiniz, bu işlerden anlayan bir dostunuza ya da antikacınıza danışın.
Antika satın alırken mutlaka en ender parçayı satın almaya çalışın. Kusursuz, tamirsiz ve zor bulunan bir parçanın peşinden gitmeye özen gösterin.
Müzayede günü arka tarafta bir yere oturarak salonu izlemeye çalışın. Bu, kimlerin neler satın aldığını görmenize imkan tanıyacaktır. Tanınmış bir koleksiyonerin hangi parçalar için bayrak kaldırdığını görerek daha iyi seçimler yapabilirsiniz.
Antikacılar
Antika satın aldığınız dükkan sahibinin bir konuda uzman olup olmadığına dikkat edin.
Bir parçayı satın almadan önce mümkünse bir eksperden yardım alın.
Yardımcı kaynaklardan ve internetten alacağınız parçayla ilgili bilgi edinmeye çalışın.
Satın alacağınız parçanın hangi döneme ait olduğunu mutlaka öğrenin ve mümkünse döneminde üretilen parçaları toplamaya özen gösterin.
Yaşadığımız kültürün önemli eserlerini toplamak koleksiyonunuzun rağbet görmesi açısından önemlidir. Eski Osmanlı eserleri, her zaman piyasada ilgiyle karşılanır.
Tüm dünyada yer edinmiş ünlü antika markaları satın almayı tercih edin. Tanınmış bir parçaya sahip olmak yurtdışında bile alıcı bulabileceğiniz anlamına gelir.
Önemli ustaların elinden çıkmış antika mobilya parçalarını her zaman tercih edin.
Eserin yapıldığı döneme ait olduğundan emin olun ve taklitlerinden kaçının.
Parçayı satın almadan önce onu çok iyi bir ışıkta gözden geçirin.
Antikaya ilgi duyuyor ancak nereden başlayacağınızı bilemiyorsanız, bazı ipuçlarına ihtiyacınız var demektir. Örneğin, müzayedeye katıldığınızda ünlü koleksiyonerlerin neler aldığına dikkat edin..
Müzayedeler
Müzayedeye katılmadan önce mutlaka katalogları gözden geçirin. Beğendiğiniz ve satın almayı düşündüğünüz parçaları iyice inceleyin.
Müzayede firmasından beğendiğiniz parçanın ayrıntılı bir kondisyon raporunu istemeyi unutmayın.
Mümkünse önceden müzayede firmalarının organize ettiği tanıtım günlerine katılın ve burada tanışacağınız sanatseverlerin fikirlerinden ilham alın.
Beğendiğiniz parçaları satın almadan önce mutlaka tam anlamıyla güvendiğiniz, bu işlerden anlayan bir dostunuza ya da antikacınıza danışın.
Antika satın alırken mutlaka en ender parçayı satın almaya çalışın. Kusursuz, tamirsiz ve zor bulunan bir parçanın peşinden gitmeye özen gösterin.
Müzayede günü arka tarafta bir yere oturarak salonu izlemeye çalışın. Bu, kimlerin neler satın aldığını görmenize imkan tanıyacaktır. Tanınmış bir koleksiyonerin hangi parçalar için bayrak kaldırdığını görerek daha iyi seçimler yapabilirsiniz.
Antikacılar
Antika satın aldığınız dükkan sahibinin bir konuda uzman olup olmadığına dikkat edin.
Bir parçayı satın almadan önce mümkünse bir eksperden yardım alın.
Yardımcı kaynaklardan ve internetten alacağınız parçayla ilgili bilgi edinmeye çalışın.
Satın alacağınız parçanın hangi döneme ait olduğunu mutlaka öğrenin ve mümkünse döneminde üretilen parçaları toplamaya özen gösterin.
Yaşadığımız kültürün önemli eserlerini toplamak koleksiyonunuzun rağbet görmesi açısından önemlidir. Eski Osmanlı eserleri, her zaman piyasada ilgiyle karşılanır.
Tüm dünyada yer edinmiş ünlü antika markaları satın almayı tercih edin. Tanınmış bir parçaya sahip olmak yurtdışında bile alıcı bulabileceğiniz anlamına gelir.
Önemli ustaların elinden çıkmış antika mobilya parçalarını her zaman tercih edin.
Eserin yapıldığı döneme ait olduğundan emin olun ve taklitlerinden kaçının.
Parçayı satın almadan önce onu çok iyi bir ışıkta gözden geçirin.
Zemin Kaplama, PVC Döşeme
Neye ihtiyacımız var?
Malzemeler
PVC, Tutkal, çek pas
Aletler
Maket bıçağı, çengelli halı bıçağı, dişli tarak, çelik mastar, mezura, çelik metre, mala, falçata
Odanın Ölçüsünü Alalım:PVC’yi döşemeyi düşündüğümüz odanın ölçüsünü mezura yardımıyla ölçelim ve döşeyeceğimiz alanın ölçüsünü alalım.
2.
PVC’yi yerleştirelim: Kullanmayı düşündüğümüz PVC’yi odamıza serelim (PVC’yi tersten ve çok zaman geçirmeden sermeliyiz). PVC rulo halinde bekletilirse havanın neminden dolayı sertleşebilir.
3.
PVC’nin kesilmesi: PVC’nin fazla olan kısmını döşemesi yapılacak olan odanın, şerit metre yardımı ile alınan ölçüsüne göre çelik mastar yardımıyla keselim. (Kesim yapıldıktan sonra malzemenin düz olan yüzünü çevirelim).
4.
PVC’nin tutkalla yapıştırılması: PVC’yi yapıştırmak için, tutkalı taraklı mala yardımıyla, uygulama başladığımız duvar kenarından itibaren, ince bir tabaka halinde PVC’nin kaplayacağı tüm alan üzerine yayalım. 10 dk. bekledikten sonra PVC’yi tutkalı sürülmüş olan zemine yapıştıralım (Tutkal ince bir tabaka halinde zemine sürülmelidir).
5.
Sabit mobilyalar için PVC kesilmesi: Sabit mobilyanın kenar kısımlarına gelen PVC’nin fazlalık kaln parçasını, dolabın köşelerinden başlayarak maket bıçağı yardımıyla keselim. Boşluk olmaması için dolabın tam dip kısımlarından başlayarak kesim yapalım (Duvar kenarındaki fazlalıkları da maket bıçağıyla kesebilirsiniz).
6.
Birden fazla PVC parçası olduğunda tutkallama: Eğer, döşeme yapılacak olan odada birden fazla PVC kullanılarak ek yapılacaksa PVC’leri birleşme yerlerinden dışarıya doğru ayıralım, ortaya çıkan zemine tutukalı dökelim ve tırnaklı mala yardımıyla zemine yayalım. 10 dk. bekledikten sonra yaklaşık 2cm. üst üste gelecek şekilde yapıştıralım.
7.
PVC’nin ‘çek pasla’ zemin üzerine yapıştırılması: Altta kalan havayı almak için tutkalla yapıştırılmış olan PVC’nin üzerinde çek pası ileriye ve geriye doğru hareket ettirelim. Böylece PVC hem daha iyi yapışmış olacak hem de allta kalan havası alınacak.
8.
İki uçtan birleşen PVC parçasının kesilmesi: Orta kısma tutkal sürdükten sonra sağdan ve soldan birleştirdiğimiz üst üste gelen PVC parçalarının fazlalık olan kısımlarını mastar ve falçata yardımıyla keselim.
9.
Süpürgeliğin takılması: Aldığımız süpürgelikleri duvar kenarlarına yerleştirelim. 75 cm.’de bir, beton çivisini çekiç yardımı ile süpürgelikleri duvara çakalım.
10.
Geçiş profilinin montajı: Geçiş profillerinin altında varsa, çift taraflı bandı çıkaralım, Çift taraflı bant yoksa geçiş profilinin altına silikon sürelim. PVC’nin temizlenmiş olan boşta kalan kısmına yapıştırarak yerleştirelim (Geçiş profilleri, odaların diğer odalara geçiş yerlerinde kullanılır. Geçiş yerlerine PVC kaplanamadığı için, boşta kalan bu kısımlara geçiş profilleri konulur. Örn:kapı ağzı) İki elimizle bastırarak yapıştıralım.
Malzemeler
PVC, Tutkal, çek pas
Aletler
Maket bıçağı, çengelli halı bıçağı, dişli tarak, çelik mastar, mezura, çelik metre, mala, falçata
Odanın Ölçüsünü Alalım:PVC’yi döşemeyi düşündüğümüz odanın ölçüsünü mezura yardımıyla ölçelim ve döşeyeceğimiz alanın ölçüsünü alalım.
2.
PVC’yi yerleştirelim: Kullanmayı düşündüğümüz PVC’yi odamıza serelim (PVC’yi tersten ve çok zaman geçirmeden sermeliyiz). PVC rulo halinde bekletilirse havanın neminden dolayı sertleşebilir.
3.
PVC’nin kesilmesi: PVC’nin fazla olan kısmını döşemesi yapılacak olan odanın, şerit metre yardımı ile alınan ölçüsüne göre çelik mastar yardımıyla keselim. (Kesim yapıldıktan sonra malzemenin düz olan yüzünü çevirelim).
4.
PVC’nin tutkalla yapıştırılması: PVC’yi yapıştırmak için, tutkalı taraklı mala yardımıyla, uygulama başladığımız duvar kenarından itibaren, ince bir tabaka halinde PVC’nin kaplayacağı tüm alan üzerine yayalım. 10 dk. bekledikten sonra PVC’yi tutkalı sürülmüş olan zemine yapıştıralım (Tutkal ince bir tabaka halinde zemine sürülmelidir).
5.
Sabit mobilyalar için PVC kesilmesi: Sabit mobilyanın kenar kısımlarına gelen PVC’nin fazlalık kaln parçasını, dolabın köşelerinden başlayarak maket bıçağı yardımıyla keselim. Boşluk olmaması için dolabın tam dip kısımlarından başlayarak kesim yapalım (Duvar kenarındaki fazlalıkları da maket bıçağıyla kesebilirsiniz).
6.
Birden fazla PVC parçası olduğunda tutkallama: Eğer, döşeme yapılacak olan odada birden fazla PVC kullanılarak ek yapılacaksa PVC’leri birleşme yerlerinden dışarıya doğru ayıralım, ortaya çıkan zemine tutukalı dökelim ve tırnaklı mala yardımıyla zemine yayalım. 10 dk. bekledikten sonra yaklaşık 2cm. üst üste gelecek şekilde yapıştıralım.
7.
PVC’nin ‘çek pasla’ zemin üzerine yapıştırılması: Altta kalan havayı almak için tutkalla yapıştırılmış olan PVC’nin üzerinde çek pası ileriye ve geriye doğru hareket ettirelim. Böylece PVC hem daha iyi yapışmış olacak hem de allta kalan havası alınacak.
8.
İki uçtan birleşen PVC parçasının kesilmesi: Orta kısma tutkal sürdükten sonra sağdan ve soldan birleştirdiğimiz üst üste gelen PVC parçalarının fazlalık olan kısımlarını mastar ve falçata yardımıyla keselim.
9.
Süpürgeliğin takılması: Aldığımız süpürgelikleri duvar kenarlarına yerleştirelim. 75 cm.’de bir, beton çivisini çekiç yardımı ile süpürgelikleri duvara çakalım.
10.
Geçiş profilinin montajı: Geçiş profillerinin altında varsa, çift taraflı bandı çıkaralım, Çift taraflı bant yoksa geçiş profilinin altına silikon sürelim. PVC’nin temizlenmiş olan boşta kalan kısmına yapıştırarak yerleştirelim (Geçiş profilleri, odaların diğer odalara geçiş yerlerinde kullanılır. Geçiş yerlerine PVC kaplanamadığı için, boşta kalan bu kısımlara geçiş profilleri konulur. Örn:kapı ağzı) İki elimizle bastırarak yapıştıralım.
ÖNERİ
*Tutkalı sürdükten sonra 10 dk. bekleyelim (Geçirgen olmayan, hava almayan zeminlerde tutkalın daha fazla beklemesi gerekiyor). Tutkalın kuruyup kurumadığını malzemeyi yapıştırmadan önce kontrol edelim. Tutkalın çözülmesini istiyorsak alkol kullanabiliriz. Malzeme kirlendiğinde sentetik tinerle silinebilir.
*PVC satın alırken, genel kalınlıktan çok koruyucu tabakasının kalınlığına dikkat edelim. Alev almayan, kolay temizlenen, çok kaygan olmayan, kimyasal maddelere karşı dayanıklı, alttan ısıtmaya karşı dayanıklı, rengi çabuk solmayan PVC’leri satın almamız gerekiyor.
*Tutkalı sürdükten sonra 10 dk. bekleyelim (Geçirgen olmayan, hava almayan zeminlerde tutkalın daha fazla beklemesi gerekiyor). Tutkalın kuruyup kurumadığını malzemeyi yapıştırmadan önce kontrol edelim. Tutkalın çözülmesini istiyorsak alkol kullanabiliriz. Malzeme kirlendiğinde sentetik tinerle silinebilir.
*PVC satın alırken, genel kalınlıktan çok koruyucu tabakasının kalınlığına dikkat edelim. Alev almayan, kolay temizlenen, çok kaygan olmayan, kimyasal maddelere karşı dayanıklı, alttan ısıtmaya karşı dayanıklı, rengi çabuk solmayan PVC’leri satın almamız gerekiyor.
Faydalı Bilgiler / Tesisat, Bakım, Onarım
Şamandıranın Değiştirilmesi
Neye ihtiyacımız var?
Malzemeler
Şamandıra
Aletler
Ayarlanabilir pense, bardak
Eski şamandıranın çıkartılması: Arızalı şamandırayı sökmeden önce rezervuarın suyunu boşaltalım, ara musluğu kapatalım. Ara musluktan şamandıraya giden su giriş flex'ini (paslanmaz su giriş borusu) penseyle sökelim. Arızalı olan eski şamandırayı rezervuarın içinden çıkartalım.
2.
Yeni şamandıranın gösterilmesi: Yeni almış olduğumuz şamandırayı rezervuarımızın içine takmak için iki elimize alalım.
3.
Yeni şamandıranın rezervuara takılması: Yeni aldığımız şamandırayı, bağlantı flex'iyle şamandıranın bağlanacağı noktaya yerleştirelim.
4.
Şamandıranın montajının yapılması: Şamandırayı rezervuardan içeriye soktuktan sonra ayarlı pense ile alttan bağlantı somununu sıkalım ve bağlantı flex'ini bağlayalım.
5.
Tesisatı temizleyelim: Tesisatın temizliğini yapmak için yeni şamandıranın üst kısmını çıkartalım. Şapkasız rezervuar üzerine bir bardak tutalım ve sistemi kirden/pastan arındırmak için su tedarik musluğunu açalım. Bardağın buradaki işlevi, tazyikle gelebilecek pis suyun dışarı taşmasını önlemektir.
6.
Şamandıranın sökülebilen üst kısmının monte edilmesi: Tesisatın temizlenmesi için çıkarılmış olan şamandıranın üst kısmını taktıktan sonra üst kısmın kulplarını kullanarak çeyrek saat yönünde çevirelim. Yerine iyice oturduğundan emin olalım.
7.
Şamandıranın su seviyesinin ayarlanması: Rezervuar içindeki şamandırayı ayar klipsinden tutarak istenilen su seviyesine getirelim. (İdeal olan su seviyesi, tankın seviyesinin yarısı kadardır.) Şamandıra şapkasını yukarı ya da aşağı hareket ettirerek son ayarını yapalım.
Öneri
Eski şamandıramız su sızıntısı yapabilir. Bunu önlemek için şamandıramızın su seviyesini ayarlayalım. Şamandırayı indirmek ya da kaldırmak için şamandıranın üzerindeki vidayı çevirelim. Ayarlamaları yaptıktan sonra su akmaya devam ediyorsa şamandırayı çıkarıp, yenisini takmamız gerekebilir.
Neye ihtiyacımız var?
Malzemeler
Şamandıra
Aletler
Ayarlanabilir pense, bardak
Eski şamandıranın çıkartılması: Arızalı şamandırayı sökmeden önce rezervuarın suyunu boşaltalım, ara musluğu kapatalım. Ara musluktan şamandıraya giden su giriş flex'ini (paslanmaz su giriş borusu) penseyle sökelim. Arızalı olan eski şamandırayı rezervuarın içinden çıkartalım.
2.
Yeni şamandıranın gösterilmesi: Yeni almış olduğumuz şamandırayı rezervuarımızın içine takmak için iki elimize alalım.
3.
Yeni şamandıranın rezervuara takılması: Yeni aldığımız şamandırayı, bağlantı flex'iyle şamandıranın bağlanacağı noktaya yerleştirelim.
4.
Şamandıranın montajının yapılması: Şamandırayı rezervuardan içeriye soktuktan sonra ayarlı pense ile alttan bağlantı somununu sıkalım ve bağlantı flex'ini bağlayalım.
5.
Tesisatı temizleyelim: Tesisatın temizliğini yapmak için yeni şamandıranın üst kısmını çıkartalım. Şapkasız rezervuar üzerine bir bardak tutalım ve sistemi kirden/pastan arındırmak için su tedarik musluğunu açalım. Bardağın buradaki işlevi, tazyikle gelebilecek pis suyun dışarı taşmasını önlemektir.
6.
Şamandıranın sökülebilen üst kısmının monte edilmesi: Tesisatın temizlenmesi için çıkarılmış olan şamandıranın üst kısmını taktıktan sonra üst kısmın kulplarını kullanarak çeyrek saat yönünde çevirelim. Yerine iyice oturduğundan emin olalım.
7.
Şamandıranın su seviyesinin ayarlanması: Rezervuar içindeki şamandırayı ayar klipsinden tutarak istenilen su seviyesine getirelim. (İdeal olan su seviyesi, tankın seviyesinin yarısı kadardır.) Şamandıra şapkasını yukarı ya da aşağı hareket ettirerek son ayarını yapalım.
Öneri
Eski şamandıramız su sızıntısı yapabilir. Bunu önlemek için şamandıramızın su seviyesini ayarlayalım. Şamandırayı indirmek ya da kaldırmak için şamandıranın üzerindeki vidayı çevirelim. Ayarlamaları yaptıktan sonra su akmaya devam ediyorsa şamandırayı çıkarıp, yenisini takmamız gerekebilir.
Dekorasyon Tuzakları
Evinizde bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsunuz; ama ne eksik bir türlü bulamıyorsunuz. Hatalarınızı keşfedin, dekorasyon tuzaklarına düşmeyin.
Planlamayı atlamak
Dekorasyona başlamadan önce ayrıntılı bir taslak hazırlamanın ve gerekli malzemelerin listesini çıkarmanın size ne kadar zaman kazandıracağını tahmin bile edemezsiniz.
Dekore ettiğiniz her bir oda için mekanın işlevine göre sorular hazırlayın: Oda hangi amaca hizmet edecek, yeterli priz var mı? Aydınlatma elemanları tavandan mı olmalı? Aksi geçerliyse odanın içinde dolaşan kablolar ile nasıl baş edeceksiniz? Eşyalarınız için akıllı depolama çözümleri üretmek de son derece önemlidir.
Var olan depolama üniteleriniz yeterli mi, yoksa takviyeye mi ihtiyaç var? Değişiklik uygulamak istediğiniz odaya check-up yapın. Her şey tamamlandığında neyin eksik olduğunu görme şansınız artacak, eklentilerle de artık puzzle tamamlanabilecek. Bu aşamada geriye son bir soru kalıyor: Nasıl yaşamayı tercih edersiniz; ciddi mi, yoksa rahat mı? Aydınlatma için ne tercih ederseniz edin, gözünüzü rahatsız etmemeli. Ayrıca belirli alanlar için o alana uygun spot, abajur gibi aydınlatma öğeleri kullanmaya çalışın.
Aşırı ya da yetersiz aydınlatma
Pek çok kişi için etkili bir aydınlatma düzeni yaratmak zor bir iş gibi görünür. Ancak aydınlatmanın üç aşamalı bir kuralı vardır, buna uyulduğu takdirde eviniz tam kıvamında bir aydınlatma düzenine sahip olacaktır. Öncelikle mekanda size herhangi bir görüş problemi yaratmayacak yeterli düzeyde bir aydınlatma sağlayın.
İkinci aşama belirli alanlarda kullanmak üzere ışıklandırma düzeneği oluşturmak. Örneğin, okumalarınızı yaptığınız berjerin kenarına ayaklı bir abajur yerleştirebilirsiniz. Üçüncü ve en heyecan verici aşamaysa, herhangi bir aydınlatma öğesiyle canlı, çarpıcı bir etki yaratmaktır.
Odayı belli alanları vurgulamak için bir tiyatro sahnesi gibi düşünün. Şöminenizin ya da duvarınıza astığınız ve size yıllar önce hediye edilen yağlı tablonun belki de fark edilme vakti geldi de geçiyor.
Bir renk kartelasına baktığınızda seçtiğiniz rengin odanız için en uygun ton olduğunu düşünebilirsiniz, ancak evin bulunduğu cepheyi de göz önünde bulundurmayı unutmayın. Kuzey ya da doğu yönüne bakan evlerde soğuk bir ışık olacağı için sıcak renkleri tercih edebilirsiniz.
Benzer şekilde batı ya da güney yönüne bakan mekanlarda güneş ışığı daha fazla olduğundan sıcak renkler fazlasıyla baskın görünebilir bu sebeple daha soğuk renkleri kullanmaya çalışabilirsiniz. Aydınlatma elemanları renkleri olduğundan farklı gösterme eğilimindedir.
Örneğin floresanlar mekana yeşil gölge verebilirler. Renk kartelaları ile yola çıktığınızda tam tamına istediğiniz renk etkisini elde edemeyebilirsiniz. Bu sebeple büyük levhalarda deneme çalışması yapabilir, bu levhaları bütün odalarda tek tek deneyerek ışık açısına göre renk etkilerini gözlemleyebilirsiniz. Aynı zamanda alışveriş yaparken yanınıza alıp döşemelerinizi ve mobilyalarınızı buna göre seçebilirsiniz.
Odanın ruh halini göz önünde bulundurmamak
Pek çoğumuz ev satın alırken ''işte bu ev'' dediğimizde bize o evi satın aldıran his, mekanın bize kendimizi iyi hissettiriyor olmasıdır. Fakat iş dekorasyon aşamasına geldiğinde mekanların ruh hallerini çoğu kez es geçeriz.
Kırmızının bazı tonları agresif bir etki yaratırken, yeşiller rahatlık hissi uyandırır, maviler ise soğuktur ve davetkar değildir. Öteki taraftan pastel ve pembemsi tonlardaki bir renk pek az insanda olumsuz bir etki uyandırır.
İşte bu sebeple evinizde öyle renkler seçin ki konuklarınız evinizde sizin hissetmelerini istediğiniz ruh halini yaşasınlar. Mobilyalarınızın nasıl düzenlendiği ve geçiş alanlarının ne kadar etkili kullanılabildiği de bir o kadar önemli.
Ters bir alanda duran bir koltuğun mekanda hissettirdiği etki her şeyi alt üst edebilir. Mekanı düzenlerken en ince ayrıntısına kadar plan yapın. O odayı kaç kişinin kullanacağı, kaç girişinin olduğu, insanlarının içeceklerini nereye koyabilecekleri, televizyon izlerken başka insanların giriş ve çıkışlarının engel oluşturmaması, çekmecelerin etraflarındaki mobilyalardan bağımsız bir şekilde rahatlıkla açılıp kapanıyor olması göz önünde bulundurulması gereken noktalardan birkaçı.
Oran konusundaki yanılgılar
Dekoratör adayları için mekanın ve mobilyaların boyutları arasındaki dengeyi yakalamak güç olabilir. Çok beğendiğiniz bir şömine tasarımı yüksek tavanlı bir mekanda kaybolup gidebilir.
Ya da küçük mekanlar için neredeyse oyuncak boyutlarında mobilyalar seçilmesi mekanın tüm albenisini yitirmesine sebep olabilir. Bu gibi yanılgılara meydan vermemek için mekanın ve mobilyaların ölçülerinin bir taslağını yapabilir ve mobilyalarınızı bu ölçekte yerleştirebilirsiniz.
Yaptığınız taslakta oran konusundaki dengesizlikleri yakalama şansınız doğacaktır. Ayrıca dekorasyon dergilerindeki yaşam alanlarını inceleyebilir, neyin neden etkili sonuçlar doğurduğunu görebilir, böylece yanılgılarınızı minimize edebilirsiniz.
Desen konusu da en fazla çekimserlik gösterilen konulardan biridir. Geniş mekanlarda genellikle büyük desenler tercih edilirken, küçük mekanlarda düz dokulu, sade döşemeler seçilebilir. Desenli yastıklarla istenilen canlı etki elde edilebilir.
Gereksiz stil karmaşaları
Bugünlerde birden fazla dekorasyon tarzını bir arada kullanmak çok popüler. Aslında tarzla ilgili kuralları yıkmak açısından cesur bir atılım. Birçoğumuzun yıllardır atmaya kıyamadığı mobilyaları vardır.
Antika parçalar ile modern tarzı bir araya getirmek istediğinizde yapmanız gereken ikisi arasındaki dengeyi kurabilmektir. Mobilyaların şekilleri arasındaki uyuma dikkat etmeniz gerekir. Yükseklik ve genişlik arasındaki oranı ayarlamaya çalışmalısınız. Aynı zamanda köşeli unsurlar ile yuvarlak hatlı parçaları kombine edebilirsiniz.
Doğru dengeyi sağlamak demek bütün evinizi sil baştan kurmak değil, aksine sahip olduklarınızı kendi dokunuşlarınızla yeniden kazanmaktır. Düzen oluşturmanın diğer bir yolu ise insanların evinize ilk adımını attığında nasıl hissetmelerini istiyorsanız o şekilde düzenleme yapmaktır.
Konuklarınızın evinizi davetkar ve sıcak mı bulmasını istersiniz, yoksa modern ve şık mı? Bir konsept belirleyerek bu konsepti tamamlayan parçaları dekorasyon dergilerinden kesebilir, tüm bunları hatırlatma panonuza asarak zaman zaman değişiklikler yapabilirsiniz.
Mekanın akustiğini göz önünde bulundurmamak
Son yıllarda insanlar iç mekanlarda daha sade düzenlemeleri tercih ederken bunları sert yüzeylerle kombine etmek eğilimindeler. Halbuki sert yüzeyler, kimi zaman ortamın akustiği açısından ciddi problemlere sebep olabiliyor.
Mekandaki sesler iyi yalıtılmadığı takdirde televizyon ya da ev sinemanızın ses kalitesi önemli ölçüde bozulabilir, ayrıca komşularınızla da ciddi sorunlar yaşayabilirsiniz.
Bu sorunu ortadan kaldırmanın yolu daha yumuşak dokular kullanmaktan geçer. Şönil, kadife gibi ses emici kumaşlar ile yalıtım sağlayabilirsiniz. Ses emici duvar kağıdı, ahşap yer döşemesi, kalın bir halı, kalın güneşlikler ses yalıtımı sağlamanızda size destek olacaktır.
Renkler konusundaki çekimserlik
Pastel renklere duyulan ilgi ile birlikte pek çok kişi rahat bir nefes aldı, çünkü renk kombinasyonları için artık saatlerce vakit kaybetmeye gerek kalmadı. Aslında evde soluk ve donuk bir hava oluşması gibi bir riski de yok değil.
Ancak evler son zamanlarda yeniden renklenmeye başlıyor. Sahip olduğunuz pastel renkli döşemeleri tonlayan canlı renklerdeki duvar kağıtları ya da boyalarla siz de evinize renk katabilir, onu daha ilgi çekici ve eğlenceli bir mekan haline getirebilirsiniz.
Renk çalışmasını başlangıç aşamasında yaparsanız iş eyleme geldiğinde daha emin adımlarla ilerleyebilirsiniz. Yer döşemenizi boş bir levhanın en altına yerleştirebilir, mobilyalarınızın ve döşemelerinizin renklerini gösteren numune parçaları bu yer döşemesi üzerine atabilir, tonlayıcı renkler ve yastıkların desenlerini gösteren kumaş parçalarını rulo yaparak küçük bir örnek çalışma hazırlayabilirsiniz.
Gözden kaçırılan ayrıntılar
Bir mekanda kullanılan renk, desen ve döşemeler ne kadar güzel olursa olsun estetik mükemmelliği yaratan ya da tamamen alt üst eden ayrıntılar mimari ayrıntılardır. Bu demek oluyor ki lamba anahtarlarından kapı kollarına kadar her ayrıntıyı tek tek düşünmeniz gerekiyor.
Son aşamaya geldiğinizdeyse elinizde neler olduğunu tek tek gözden geçirin ve bütün bu ayrıntıları bireysel değil de bütünsellik içinde değerlendirin. Küçük ayrıntılar da olsa üzerinde durduğunuz unsurlar, uyum yakalamak açısından etkili bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımdaki parola ise sade ama tutarlı çizgileri her zaman her aşamada koruyabilmektir.
Planlamayı atlamak
Dekorasyona başlamadan önce ayrıntılı bir taslak hazırlamanın ve gerekli malzemelerin listesini çıkarmanın size ne kadar zaman kazandıracağını tahmin bile edemezsiniz.
Dekore ettiğiniz her bir oda için mekanın işlevine göre sorular hazırlayın: Oda hangi amaca hizmet edecek, yeterli priz var mı? Aydınlatma elemanları tavandan mı olmalı? Aksi geçerliyse odanın içinde dolaşan kablolar ile nasıl baş edeceksiniz? Eşyalarınız için akıllı depolama çözümleri üretmek de son derece önemlidir.
Var olan depolama üniteleriniz yeterli mi, yoksa takviyeye mi ihtiyaç var? Değişiklik uygulamak istediğiniz odaya check-up yapın. Her şey tamamlandığında neyin eksik olduğunu görme şansınız artacak, eklentilerle de artık puzzle tamamlanabilecek. Bu aşamada geriye son bir soru kalıyor: Nasıl yaşamayı tercih edersiniz; ciddi mi, yoksa rahat mı? Aydınlatma için ne tercih ederseniz edin, gözünüzü rahatsız etmemeli. Ayrıca belirli alanlar için o alana uygun spot, abajur gibi aydınlatma öğeleri kullanmaya çalışın.
Aşırı ya da yetersiz aydınlatma
Pek çok kişi için etkili bir aydınlatma düzeni yaratmak zor bir iş gibi görünür. Ancak aydınlatmanın üç aşamalı bir kuralı vardır, buna uyulduğu takdirde eviniz tam kıvamında bir aydınlatma düzenine sahip olacaktır. Öncelikle mekanda size herhangi bir görüş problemi yaratmayacak yeterli düzeyde bir aydınlatma sağlayın.
İkinci aşama belirli alanlarda kullanmak üzere ışıklandırma düzeneği oluşturmak. Örneğin, okumalarınızı yaptığınız berjerin kenarına ayaklı bir abajur yerleştirebilirsiniz. Üçüncü ve en heyecan verici aşamaysa, herhangi bir aydınlatma öğesiyle canlı, çarpıcı bir etki yaratmaktır.
Odayı belli alanları vurgulamak için bir tiyatro sahnesi gibi düşünün. Şöminenizin ya da duvarınıza astığınız ve size yıllar önce hediye edilen yağlı tablonun belki de fark edilme vakti geldi de geçiyor.
Bir renk kartelasına baktığınızda seçtiğiniz rengin odanız için en uygun ton olduğunu düşünebilirsiniz, ancak evin bulunduğu cepheyi de göz önünde bulundurmayı unutmayın. Kuzey ya da doğu yönüne bakan evlerde soğuk bir ışık olacağı için sıcak renkleri tercih edebilirsiniz.
Benzer şekilde batı ya da güney yönüne bakan mekanlarda güneş ışığı daha fazla olduğundan sıcak renkler fazlasıyla baskın görünebilir bu sebeple daha soğuk renkleri kullanmaya çalışabilirsiniz. Aydınlatma elemanları renkleri olduğundan farklı gösterme eğilimindedir.
Örneğin floresanlar mekana yeşil gölge verebilirler. Renk kartelaları ile yola çıktığınızda tam tamına istediğiniz renk etkisini elde edemeyebilirsiniz. Bu sebeple büyük levhalarda deneme çalışması yapabilir, bu levhaları bütün odalarda tek tek deneyerek ışık açısına göre renk etkilerini gözlemleyebilirsiniz. Aynı zamanda alışveriş yaparken yanınıza alıp döşemelerinizi ve mobilyalarınızı buna göre seçebilirsiniz.
Odanın ruh halini göz önünde bulundurmamak
Pek çoğumuz ev satın alırken ''işte bu ev'' dediğimizde bize o evi satın aldıran his, mekanın bize kendimizi iyi hissettiriyor olmasıdır. Fakat iş dekorasyon aşamasına geldiğinde mekanların ruh hallerini çoğu kez es geçeriz.
Kırmızının bazı tonları agresif bir etki yaratırken, yeşiller rahatlık hissi uyandırır, maviler ise soğuktur ve davetkar değildir. Öteki taraftan pastel ve pembemsi tonlardaki bir renk pek az insanda olumsuz bir etki uyandırır.
İşte bu sebeple evinizde öyle renkler seçin ki konuklarınız evinizde sizin hissetmelerini istediğiniz ruh halini yaşasınlar. Mobilyalarınızın nasıl düzenlendiği ve geçiş alanlarının ne kadar etkili kullanılabildiği de bir o kadar önemli.
Ters bir alanda duran bir koltuğun mekanda hissettirdiği etki her şeyi alt üst edebilir. Mekanı düzenlerken en ince ayrıntısına kadar plan yapın. O odayı kaç kişinin kullanacağı, kaç girişinin olduğu, insanlarının içeceklerini nereye koyabilecekleri, televizyon izlerken başka insanların giriş ve çıkışlarının engel oluşturmaması, çekmecelerin etraflarındaki mobilyalardan bağımsız bir şekilde rahatlıkla açılıp kapanıyor olması göz önünde bulundurulması gereken noktalardan birkaçı.
Oran konusundaki yanılgılar
Dekoratör adayları için mekanın ve mobilyaların boyutları arasındaki dengeyi yakalamak güç olabilir. Çok beğendiğiniz bir şömine tasarımı yüksek tavanlı bir mekanda kaybolup gidebilir.
Ya da küçük mekanlar için neredeyse oyuncak boyutlarında mobilyalar seçilmesi mekanın tüm albenisini yitirmesine sebep olabilir. Bu gibi yanılgılara meydan vermemek için mekanın ve mobilyaların ölçülerinin bir taslağını yapabilir ve mobilyalarınızı bu ölçekte yerleştirebilirsiniz.
Yaptığınız taslakta oran konusundaki dengesizlikleri yakalama şansınız doğacaktır. Ayrıca dekorasyon dergilerindeki yaşam alanlarını inceleyebilir, neyin neden etkili sonuçlar doğurduğunu görebilir, böylece yanılgılarınızı minimize edebilirsiniz.
Desen konusu da en fazla çekimserlik gösterilen konulardan biridir. Geniş mekanlarda genellikle büyük desenler tercih edilirken, küçük mekanlarda düz dokulu, sade döşemeler seçilebilir. Desenli yastıklarla istenilen canlı etki elde edilebilir.
Gereksiz stil karmaşaları
Bugünlerde birden fazla dekorasyon tarzını bir arada kullanmak çok popüler. Aslında tarzla ilgili kuralları yıkmak açısından cesur bir atılım. Birçoğumuzun yıllardır atmaya kıyamadığı mobilyaları vardır.
Antika parçalar ile modern tarzı bir araya getirmek istediğinizde yapmanız gereken ikisi arasındaki dengeyi kurabilmektir. Mobilyaların şekilleri arasındaki uyuma dikkat etmeniz gerekir. Yükseklik ve genişlik arasındaki oranı ayarlamaya çalışmalısınız. Aynı zamanda köşeli unsurlar ile yuvarlak hatlı parçaları kombine edebilirsiniz.
Doğru dengeyi sağlamak demek bütün evinizi sil baştan kurmak değil, aksine sahip olduklarınızı kendi dokunuşlarınızla yeniden kazanmaktır. Düzen oluşturmanın diğer bir yolu ise insanların evinize ilk adımını attığında nasıl hissetmelerini istiyorsanız o şekilde düzenleme yapmaktır.
Konuklarınızın evinizi davetkar ve sıcak mı bulmasını istersiniz, yoksa modern ve şık mı? Bir konsept belirleyerek bu konsepti tamamlayan parçaları dekorasyon dergilerinden kesebilir, tüm bunları hatırlatma panonuza asarak zaman zaman değişiklikler yapabilirsiniz.
Mekanın akustiğini göz önünde bulundurmamak
Son yıllarda insanlar iç mekanlarda daha sade düzenlemeleri tercih ederken bunları sert yüzeylerle kombine etmek eğilimindeler. Halbuki sert yüzeyler, kimi zaman ortamın akustiği açısından ciddi problemlere sebep olabiliyor.
Mekandaki sesler iyi yalıtılmadığı takdirde televizyon ya da ev sinemanızın ses kalitesi önemli ölçüde bozulabilir, ayrıca komşularınızla da ciddi sorunlar yaşayabilirsiniz.
Bu sorunu ortadan kaldırmanın yolu daha yumuşak dokular kullanmaktan geçer. Şönil, kadife gibi ses emici kumaşlar ile yalıtım sağlayabilirsiniz. Ses emici duvar kağıdı, ahşap yer döşemesi, kalın bir halı, kalın güneşlikler ses yalıtımı sağlamanızda size destek olacaktır.
Renkler konusundaki çekimserlik
Pastel renklere duyulan ilgi ile birlikte pek çok kişi rahat bir nefes aldı, çünkü renk kombinasyonları için artık saatlerce vakit kaybetmeye gerek kalmadı. Aslında evde soluk ve donuk bir hava oluşması gibi bir riski de yok değil.
Ancak evler son zamanlarda yeniden renklenmeye başlıyor. Sahip olduğunuz pastel renkli döşemeleri tonlayan canlı renklerdeki duvar kağıtları ya da boyalarla siz de evinize renk katabilir, onu daha ilgi çekici ve eğlenceli bir mekan haline getirebilirsiniz.
Renk çalışmasını başlangıç aşamasında yaparsanız iş eyleme geldiğinde daha emin adımlarla ilerleyebilirsiniz. Yer döşemenizi boş bir levhanın en altına yerleştirebilir, mobilyalarınızın ve döşemelerinizin renklerini gösteren numune parçaları bu yer döşemesi üzerine atabilir, tonlayıcı renkler ve yastıkların desenlerini gösteren kumaş parçalarını rulo yaparak küçük bir örnek çalışma hazırlayabilirsiniz.
Gözden kaçırılan ayrıntılar
Bir mekanda kullanılan renk, desen ve döşemeler ne kadar güzel olursa olsun estetik mükemmelliği yaratan ya da tamamen alt üst eden ayrıntılar mimari ayrıntılardır. Bu demek oluyor ki lamba anahtarlarından kapı kollarına kadar her ayrıntıyı tek tek düşünmeniz gerekiyor.
Son aşamaya geldiğinizdeyse elinizde neler olduğunu tek tek gözden geçirin ve bütün bu ayrıntıları bireysel değil de bütünsellik içinde değerlendirin. Küçük ayrıntılar da olsa üzerinde durduğunuz unsurlar, uyum yakalamak açısından etkili bir yaklaşımdır. Bu yaklaşımdaki parola ise sade ama tutarlı çizgileri her zaman her aşamada koruyabilmektir.
Kullanışsız mekanlar için pratik çözümler
Banyonuz size çok küçük geliyor olabilir, ya da belki hiç mutfağa girmek istemiyorsunuzdur. Oysa basit değişikliklerle bu dertten kurtulabilirsiniz.
Küçük banyolar
Dar alanlı banyolarda mükemmel sonuca ulaşabilmek için yapılması gereken, mevcut alanı doğru detaylarla şekillendirmektir. Küçük banyoların belli dezavantajları vardır: Küvet/duş, lavabo ve tuvaletin ayrı donanımları arasında en azından bazı açıklıkların sağlanması gerekir.
Mekanın genişliğine bağlı olarak dolap sayıları kısıtlanabilir. Çok daha geniş alanlı banyolarda rahat ve konuksever bir boyut kazandıran ama aslında banyoya ait olmayan sandalye veya kanepe gibi eşyalardan birçok küçük banyoda vazgeçmek zorunda kalırsınız.
Tüm bu olumsuzluklar küçük bir banyonun hoş ve pratik bir alan olmayacağı anlamına gelemez. Akılcı bir alan planlaması, doğru eşya ve malzeme seçimleriyle en iyisini yapabilirsiniz.
Püf noktaları
• Ankastre lavabo ve tuvaletler yer kazandırır.
• Akılcı fikirler ve bazı mekan hileleri, kullanılabilir alanınızı arttırmanıza yardımcı olurken, sürekli eksikliklerini hatırlatan bir banyo yerine çok daha keyifli bir şekilde kullanacağınız bir banyo yaratmanızı sağlar. Dış görünümde yapacağınız ufak değişiklikler de, biçimsiz olabilecek banyonuzu çok daha kullanışlı ve fonksiyonel bir alana çevirmenize yardımcı olabilir.
• İçeriye doğru açılan banyo kapınızı, sürme panel ya da perde kapı ile değiştirmeyi deneyin. Çift kapaklı ya da sürme duş paravanları da yer kazandırır.
• Yarı transparan kapı ya da bölmeler, içeriye doğal ışık yansıtmaları nedeniyle çok daha ferah bir görünüm yaratır. Buzlu cam mahremiyeti korur.
• Dekorasyonun sade, renk ve malzemelerin uyumlu olmasına dikkat edin. Renklerin bir kuralı yoktur, ama eviniz dar ise renkli bir banyo ile evinize canlılık getirebilirsiniz.
• Alanı çok daha geniş göstermenin vazgeçilmez yollarından biri de aynalardır. Aynayı giriş ya da bir pencere karşısına yerleştirin ya da alan genişliği sağlaması için düz duvar yüzeyin tamamını ayna ile kaplayın.
• Paslanmaz çelik gibi yansıtıcı yüzey ve döşemeler, ışığın etrafa yayılmasını sağlar.
• Kenar boşlukları ya da aralık bırakmadan her zaman fayansların yerden tavana kadar uzanmasını sağlayın.
• Detaylara özen gösterin. Malzemeler arasındaki bağlantılar ya da farklı döşemeler muntazam ve abartıdan uzak olmalıdır.
• Yerden ısıtma, alandan tasarruf etmeyi sağlar. Buna alternatif olarak ince bir radyatör de tercih edilebilir.
• Küçük bir banyoyu uygun bir sıcaklıkta tutmak için bir havlupan da yeterli olabilir.
• Duvara takılan musluklar da görümündeki dağınıklığı azaltır. Sıcak/soğuk su mikserli musluklar ikili musluk başlarına göre çok daha az yer kaplar.
• Tavan penceresi biçimindeki tepe aydınlatmaları ya da tavan ışıklandırmaları dar alanın daha hacimli görünmesini sağlar.
• Banyonuzda görünen eşyaları minimum düzeyde tutun. Dışarıda sadece havlu, sabun ve dış fırçaları gibi bazı temel malzemelerin görünmesine izin verin.
• Lavabo altı, lavabo ve tuvalet arası ve hatta küvetin ayak kısımlarını dolap için değerlendirin.
Küçük banyolar
Dar alanlı banyolarda mükemmel sonuca ulaşabilmek için yapılması gereken, mevcut alanı doğru detaylarla şekillendirmektir. Küçük banyoların belli dezavantajları vardır: Küvet/duş, lavabo ve tuvaletin ayrı donanımları arasında en azından bazı açıklıkların sağlanması gerekir.
Mekanın genişliğine bağlı olarak dolap sayıları kısıtlanabilir. Çok daha geniş alanlı banyolarda rahat ve konuksever bir boyut kazandıran ama aslında banyoya ait olmayan sandalye veya kanepe gibi eşyalardan birçok küçük banyoda vazgeçmek zorunda kalırsınız.
Tüm bu olumsuzluklar küçük bir banyonun hoş ve pratik bir alan olmayacağı anlamına gelemez. Akılcı bir alan planlaması, doğru eşya ve malzeme seçimleriyle en iyisini yapabilirsiniz.
Püf noktaları
• Ankastre lavabo ve tuvaletler yer kazandırır.
• Akılcı fikirler ve bazı mekan hileleri, kullanılabilir alanınızı arttırmanıza yardımcı olurken, sürekli eksikliklerini hatırlatan bir banyo yerine çok daha keyifli bir şekilde kullanacağınız bir banyo yaratmanızı sağlar. Dış görünümde yapacağınız ufak değişiklikler de, biçimsiz olabilecek banyonuzu çok daha kullanışlı ve fonksiyonel bir alana çevirmenize yardımcı olabilir.
• İçeriye doğru açılan banyo kapınızı, sürme panel ya da perde kapı ile değiştirmeyi deneyin. Çift kapaklı ya da sürme duş paravanları da yer kazandırır.
• Yarı transparan kapı ya da bölmeler, içeriye doğal ışık yansıtmaları nedeniyle çok daha ferah bir görünüm yaratır. Buzlu cam mahremiyeti korur.
• Dekorasyonun sade, renk ve malzemelerin uyumlu olmasına dikkat edin. Renklerin bir kuralı yoktur, ama eviniz dar ise renkli bir banyo ile evinize canlılık getirebilirsiniz.
• Alanı çok daha geniş göstermenin vazgeçilmez yollarından biri de aynalardır. Aynayı giriş ya da bir pencere karşısına yerleştirin ya da alan genişliği sağlaması için düz duvar yüzeyin tamamını ayna ile kaplayın.
• Paslanmaz çelik gibi yansıtıcı yüzey ve döşemeler, ışığın etrafa yayılmasını sağlar.
• Kenar boşlukları ya da aralık bırakmadan her zaman fayansların yerden tavana kadar uzanmasını sağlayın.
• Detaylara özen gösterin. Malzemeler arasındaki bağlantılar ya da farklı döşemeler muntazam ve abartıdan uzak olmalıdır.
• Yerden ısıtma, alandan tasarruf etmeyi sağlar. Buna alternatif olarak ince bir radyatör de tercih edilebilir.
• Küçük bir banyoyu uygun bir sıcaklıkta tutmak için bir havlupan da yeterli olabilir.
• Duvara takılan musluklar da görümündeki dağınıklığı azaltır. Sıcak/soğuk su mikserli musluklar ikili musluk başlarına göre çok daha az yer kaplar.
• Tavan penceresi biçimindeki tepe aydınlatmaları ya da tavan ışıklandırmaları dar alanın daha hacimli görünmesini sağlar.
• Banyonuzda görünen eşyaları minimum düzeyde tutun. Dışarıda sadece havlu, sabun ve dış fırçaları gibi bazı temel malzemelerin görünmesine izin verin.
• Lavabo altı, lavabo ve tuvalet arası ve hatta küvetin ayak kısımlarını dolap için değerlendirin.
Küçük mutfaklar
Ortalama evlerin vazgeçilmezi küçük mutfaklar, çoğu zaman beklentileri karşılamak konusunda yetersiz kalır. Mutfakta alan küçüldükçe, sıkıntı büyür. Ancak küçük, dar ya da kullanışsız bir düzene sahip mutfaklar da, doğru planlama ve detaylar ile daha verimli kullanılabilir.
Püf noktaları
• Kompakt mutfak tasarımlarına duyulan ihtiyaca cevap olarak bazı üreticiler maksimum yer kazanmak için, tek bir ünite veya dolaptan oluşan entegre mutfaklar üretiyor. Buzdolabı, lavabo, ocak ve fırının dolapla bir arada bulunduğu bu tarz çözümler tercih edilebilir.
• Uzatılabilen ya da gömme ek yapraklarının açılmasıyla büyüyen masalar, misafir sayısının fazla olduğu zamanlarda kullanmak için idealdir.
• Eğer mutfağınız küçük ve evin diğer kısımlarından bağımsız bir bölümde ise oturma alanında akşam yemeklerinizi yiyebileceğiniz bir yer hazırlayabilirsiniz. Bu alanı fazla girip çıkılan bir yere konumlandırmayın ve mobilya yerleşim planınızı, farklı aktivite alanları arasında tam bir ayrım sağlayacak şekilde düzenleyin. Bunun için oda ayırıcı üniteleri kullanabilirsiniz.
• Eğer yemek yediğiniz kısım, çok amaçlı olarak kullandığınız bir alanın parçasıysa, yemek saatleri arasında bu kısmı çalışma alanı olarak da değerlendirebilirsiniz. Bu iki aktivite arasındaki geçişler, sadece mutfakta kullanılmayan sandalye ve masaları tercih etmeniz durumunda çok daha doğal olacaktır.
• Uzun, dar mutfaklar ya da bir duvar boyunca uzanan mutfak bölümleri için en uygun yerleşim, tek sıra mutfak planıdır. İdeal olarak en az 3 m duvar boşluğuna ihtiyacınız olacaktır.
• Çekilen veya katlanan eşyalar ile dar alanlardan çok daha fazla yararlanılabilir. Örneğin kısa bir tezgah alanınız varsa, çekilip uzatılan bir tezgah, çalışma veriminizi arttırır. Katlanır bir masa, küçük bir mutfakta yemek yemenize olanak verir.
• Mutfak ünitelerinin iç kısımlarını, size saklama alanı sağlayacak çekmece gözleri, raflar, kaplar ve diğer aksesuarlarla kendinize göre düzenleyin. Köşelere yerleştireceğiniz döner raflar, ölü alanları kullanmanızı sağlar.
• Yüzey ve döşemelerde sade ve yumuşak stilleri tercih edin. Beyaz ve nötr tonlar ile cam, seramik, paslanmaz çelik gibi yansıtıcı materyaller, alanı olduğundan daha geniş gösterir.
• Kapıları ve bazı duvarları kaldırarak, evinizin geri kalan kısmıyla bir bütünlük oluşturan bağımsız bir mutfak ünitesini kullanmayı tercih edebilirsiniz.
• Sıva altı ışıkları gibi gömme veya monte edilmiş tarzda ışıklar, küçük mekanlarda çok daha hoş etkiler yaratır.
• Dar bir alanda planlanan kompakt bir mutfak, kapı arkasına yerleştirilebilir. Tezgah/çalışma alanı kahvaltı masası olarak da kullanılabilir.
• Yerden kazanmak ve göze hoş görünmeyen eşyaları ortadan kaldırmak için, mutfak dolaplarınızı dikkatli planlayın.
• Eğimli duvar ve tavan düzlemine sahip olan dar mutfaklar, maksimum kullanım verimliliği için sade tasarlanabilir.
• L şeklindeki küçük mutfaklar, az yer kaplayan kompakt yemek bölümü için yeterli alan sağlar.
Ortalama evlerin vazgeçilmezi küçük mutfaklar, çoğu zaman beklentileri karşılamak konusunda yetersiz kalır. Mutfakta alan küçüldükçe, sıkıntı büyür. Ancak küçük, dar ya da kullanışsız bir düzene sahip mutfaklar da, doğru planlama ve detaylar ile daha verimli kullanılabilir.
Püf noktaları
• Kompakt mutfak tasarımlarına duyulan ihtiyaca cevap olarak bazı üreticiler maksimum yer kazanmak için, tek bir ünite veya dolaptan oluşan entegre mutfaklar üretiyor. Buzdolabı, lavabo, ocak ve fırının dolapla bir arada bulunduğu bu tarz çözümler tercih edilebilir.
• Uzatılabilen ya da gömme ek yapraklarının açılmasıyla büyüyen masalar, misafir sayısının fazla olduğu zamanlarda kullanmak için idealdir.
• Eğer mutfağınız küçük ve evin diğer kısımlarından bağımsız bir bölümde ise oturma alanında akşam yemeklerinizi yiyebileceğiniz bir yer hazırlayabilirsiniz. Bu alanı fazla girip çıkılan bir yere konumlandırmayın ve mobilya yerleşim planınızı, farklı aktivite alanları arasında tam bir ayrım sağlayacak şekilde düzenleyin. Bunun için oda ayırıcı üniteleri kullanabilirsiniz.
• Eğer yemek yediğiniz kısım, çok amaçlı olarak kullandığınız bir alanın parçasıysa, yemek saatleri arasında bu kısmı çalışma alanı olarak da değerlendirebilirsiniz. Bu iki aktivite arasındaki geçişler, sadece mutfakta kullanılmayan sandalye ve masaları tercih etmeniz durumunda çok daha doğal olacaktır.
• Uzun, dar mutfaklar ya da bir duvar boyunca uzanan mutfak bölümleri için en uygun yerleşim, tek sıra mutfak planıdır. İdeal olarak en az 3 m duvar boşluğuna ihtiyacınız olacaktır.
• Çekilen veya katlanan eşyalar ile dar alanlardan çok daha fazla yararlanılabilir. Örneğin kısa bir tezgah alanınız varsa, çekilip uzatılan bir tezgah, çalışma veriminizi arttırır. Katlanır bir masa, küçük bir mutfakta yemek yemenize olanak verir.
• Mutfak ünitelerinin iç kısımlarını, size saklama alanı sağlayacak çekmece gözleri, raflar, kaplar ve diğer aksesuarlarla kendinize göre düzenleyin. Köşelere yerleştireceğiniz döner raflar, ölü alanları kullanmanızı sağlar.
• Yüzey ve döşemelerde sade ve yumuşak stilleri tercih edin. Beyaz ve nötr tonlar ile cam, seramik, paslanmaz çelik gibi yansıtıcı materyaller, alanı olduğundan daha geniş gösterir.
• Kapıları ve bazı duvarları kaldırarak, evinizin geri kalan kısmıyla bir bütünlük oluşturan bağımsız bir mutfak ünitesini kullanmayı tercih edebilirsiniz.
• Sıva altı ışıkları gibi gömme veya monte edilmiş tarzda ışıklar, küçük mekanlarda çok daha hoş etkiler yaratır.
• Dar bir alanda planlanan kompakt bir mutfak, kapı arkasına yerleştirilebilir. Tezgah/çalışma alanı kahvaltı masası olarak da kullanılabilir.
• Yerden kazanmak ve göze hoş görünmeyen eşyaları ortadan kaldırmak için, mutfak dolaplarınızı dikkatli planlayın.
• Eğimli duvar ve tavan düzlemine sahip olan dar mutfaklar, maksimum kullanım verimliliği için sade tasarlanabilir.
• L şeklindeki küçük mutfaklar, az yer kaplayan kompakt yemek bölümü için yeterli alan sağlar.
Elektrik prizi nasıl değiştirilir?
Elektrik prizi nasıl değiştirilir?
Uygulama: Elektrik akımını, ilgili olduğu şalteri indirerek kesin. Eski prizin üst bölümünü çekerek çıkarın. Duvarda kalan iç mekanizmayı, tornavida yardımıyla vidaları gevşeterek sabitleyin. Orta kapağı duvara yerleştirin. İç mekanizmanın kapağını oturtun. Dış kapağı da yivlerini geçirerek yerine oturtun. Renkli panellerden birini seçerek en üst tarafa yerleştirin.
Not: Siz yine de güvenliğiniz açısından, çıkabilecek problemlere karşı prizleri değiştirirken işin uzmanı birinden yardım almayı unutmayın.
Uygulama: Elektrik akımını, ilgili olduğu şalteri indirerek kesin. Eski prizin üst bölümünü çekerek çıkarın. Duvarda kalan iç mekanizmayı, tornavida yardımıyla vidaları gevşeterek sabitleyin. Orta kapağı duvara yerleştirin. İç mekanizmanın kapağını oturtun. Dış kapağı da yivlerini geçirerek yerine oturtun. Renkli panellerden birini seçerek en üst tarafa yerleştirin.
Not: Siz yine de güvenliğiniz açısından, çıkabilecek problemlere karşı prizleri değiştirirken işin uzmanı birinden yardım almayı unutmayın.
Lambiri montajı, Duvar ve taban kaplama, Optik Efektler
Lambiri montajı
Ahşap kaplamayla elde edilen optik efektler...
Duvar ve tavan kaplamaları odaları daha sıcak ve rahat kılar. Profiller daima masif ahşaptan oluşur, ham ve mumlu, laklı veya cilalı modelleri vardır. Panelle bir taşıyıcı katmanından (MDF veya sunta) ve bir kontrplak ya da kaplamadan oluşur. Profillerle paneller arasındaki düşey birleşimler odayı yüksek gösterirler, yatay ya da diyagonal (çapraz da olabilir) döşenmiş duvar kaplamaları ise daha geniş. Oluklu levhalar karşıt biçimli dillerle birleştirilirse oturma odalarına, sofralara veya banyolara özel bir vurgu kazandırır ve ışığı ikiye katlar - odalar daha aydınlık görünür.
Yapıştırma Veya Çivileme
Pürüzsüz ve kuru iç duvarlar söz konusu olduğunda profil levhalar ya da paneller özel yapıştırıcılarla tespit edilebilir. Paket üzerindeki talimata harfiyen uyulmalıdır. Duvarlar yeterince düzgün değilse ve kaplamanın aynı zamanda gürültü ve soğuğa karşı koruma sağlaması da isteniyorsa latalardan oluşan bir alt konstrüsksiyon üzerine çivileme yöntemi yeğlenmelidir.
Latalar
Lata sistemini, lambrileri döşemeye başlamadan önce monte etmelisiniz.Lataları duvara, birbirlerinden 60 cm mesafede bulunacak ve daha sonra yerleştireceğiniz lambrilerle dik açı yapacak şekilde yerleştirin. Küçük formatlı lambrilerde, örneğin padavra veya kare levhalarda lata mesafesini ona göre azaltmalısınız. Lata parçalarını kaydırılmış olarak düzenlerseniz oda havası kaplamanın arkasından dolaşabilir ve oda neminin birikmesi önlenmiş olur. İlk lataya çapraz olarak ikinci bir lata yerleştirirsseniz (karşıt lata düzeni ) hava dolaşım işlevi daha da etkili olur.
Duvara tespit için, lataları da düşünerek yeterli uzunlukta dübel ve vidalar seçin. Deliği, 60 - 80 cm mesafede taş matkabıyla, latayı geçip duvara girecek şekilde açın. Deliğin çapı, daha sonra çekiçle içine çakılacak olan dübelin çapına uygun olmalıdır. Duvardaki ve tavandaki engebeler tesviye edilerek kaplamanın kusursuz oturması sağlanır. Lataların altına küçük tahta parçaları koyun veya lataları gerektiği şekilde rendeleyin.
Alt konstrüksiyonun montajında bir havşa maktabı kullanırsanız vida bağları için de yuvarlar elde edersiniz. Böylece daha sonra profil levhalarının veya panellerin tespiti sırasında vida başlarının çıkıntı oluşturması önlenmiş olur.
Ölçme ve kesme
Şimdi kaplamayı gereken uzunlukta hazırlamalısınız. Kaplamayı testereyle keserken üst yüzeyi alta bakacak şekilde yerleştirin. Böylece kesilen kenarların temiz olmasını sağlarsınız. Keserken kendi güvenliğinize dikkat edin: Kaymamaları ve testereyi kullanırken yaralamanıza neden omamaları için levhaları çok sıkı tutun. Oluklu ve dilli levhalar kullanıyorsanız, dikkatli çalışarak ilk levhadan testereyle dil kesin ve kesim kenarlarnı rendeleyerek düzeltin. Ardından ince bir zımpara kağıdıyla devam edin.
Kaplamanın Tespit Edilmesi
Panellerin ve profil tahtaların tespiti için birçok olanak mevcuttur: İlk levhayı, bir çivi çakma makinesiyle tahtaya gömülecek olan perçin çivisiyle çivileyin. Bundan sonra çivilerle veya çivili tırnaklarla devam edin. Bunlar oluğa yerleştirilir ve çakılır. Özel tırnaklar lambriyi alt konstüksiyonunun üzerine tutturur. Bunlar lataların üzerine çakılır ya da zımba makinesiyle tespit edilir. Pratik bir yöntem: Mıknatıslı bir çivi makinesi çivileri gereken yerde tutar, sürekli yere düşmelerini önler. Bu alet aynı zamanda tahtayı da hasar görmekten korur.
Rahat : Elektrikli Zımba Makinesi
Elektrikli cihazlar kas gücünden ve zamandan tasarruf - resim - sağlar ve ellerinizin su toplamasını önlerler. Bir elektrikli zımba makinesiyle lambrilerinizi rahat ve güvenli bir şekilde tespit edebilirsiniz. Bu işlem sırasında çivi uzunluk ve kalınlıklarına dikkat edin. Zımba makinesinin darbe kuvveti çoğunlukla 6 ve 10 mm arasındaki çivi zımbalar için ayarlanır. Bu ağır profilleri ve panelleri duvara güvenli ve dayanıklı bir şekilde tespit etmek için yeterlidir.
Oluk ve Di
Her seferinde bir sonraki levhayı sonuncunun dilinin içine sürün. Levhayı çakmak için tahta bir takoz kullanın, yoksa diller zarar görür. Çakma tahtası olarak, levhaların kesilmesi sırasında çıkmış bir atık parça uygun olur. Köşelerdetahtalar ne birbirlerine ne de duvara değmelidir. Tahtanın çalışabilmesi için en az 3 mm'lik bir genleşme açıklığı bırakılmalıdır. Kenarda çıta kullanılması yerine pürüzsüz rendelenmiş, gereğinde renkli olarak boyanmış bir levha tespit edilmiş gölgeli bir birleşim de optik açıdan güzel olabilir. Paneller ya da profil tahtaları bunun üzerine, 2 cm kadar görünür kalacak şekilde yerleştirilir. Yatay bir montajda kaplamayı duvara alttan döşeyerek başlayın, yukarıya doğru ilerleyin.
Lambriler genellikle tam doğrusal değildir, bu nedenle çalışırken bir hileye başvurun: Tavana kadar çalışacağınız daha 1 m mesafe kalıncaya kadar duvar kısmını tam olarak ölçün. Yükseklik farklılıklarını, her bir sonraki levhada kritik taraftaki dili oluğa, diğer taraftakinden biraz daha az sıkı şekilde bastırarak giderin. Böylece inşaat toleranslarını neredeyse fark edilemeyecek şekilde dengelemiş olursunuz. Çıtalar zemine veya tavana temiz geçişler elde edilmesini sağlar.
Anahtarlar Ve Prizler
Boru çıkışlarını veya anahtar ve priz yuvalarını pota matkabıyla delin. Konumu ve büyüklüğü lambri levhasının üzerine tam olarak işaretleyin monte etmeden önce deliklerini açın. Profesyoneller bu işlemi montajı bitmiş levhaların üzerinde de kusursuz yapabilirler.
Ahşapla Gençleşen Evler
Ahşap duvar kaplamaları hiçbir şekilde rustik görünmek zorunda değildir. Genç veya modern oturma odaları da bakımı kolay ve sağlam kaplamalarla güzelleşmektedir.
ÖNEMLİ TAKIMLAR:
Ölçmek için: Çubuk metre, kurşunkalem, bloknot
Lataları ve lambirileri kesmek için: Kıltestere, çubuk metre, rende, zımpara kağıdı
Alt konstrüksiyonu tespit için: Matkap makinası, tahta ve taş matkabı, dübeller, vidalar
Profil tahtaları / panellerin montajı için: Çiviler, havşa, zımba çivileri
Zımba makinası delikleri açmak için: Matkap makinası, pota matkabı.
Ahşap kaplamayla elde edilen optik efektler...
Duvar ve tavan kaplamaları odaları daha sıcak ve rahat kılar. Profiller daima masif ahşaptan oluşur, ham ve mumlu, laklı veya cilalı modelleri vardır. Panelle bir taşıyıcı katmanından (MDF veya sunta) ve bir kontrplak ya da kaplamadan oluşur. Profillerle paneller arasındaki düşey birleşimler odayı yüksek gösterirler, yatay ya da diyagonal (çapraz da olabilir) döşenmiş duvar kaplamaları ise daha geniş. Oluklu levhalar karşıt biçimli dillerle birleştirilirse oturma odalarına, sofralara veya banyolara özel bir vurgu kazandırır ve ışığı ikiye katlar - odalar daha aydınlık görünür.
Yapıştırma Veya Çivileme
Pürüzsüz ve kuru iç duvarlar söz konusu olduğunda profil levhalar ya da paneller özel yapıştırıcılarla tespit edilebilir. Paket üzerindeki talimata harfiyen uyulmalıdır. Duvarlar yeterince düzgün değilse ve kaplamanın aynı zamanda gürültü ve soğuğa karşı koruma sağlaması da isteniyorsa latalardan oluşan bir alt konstrüsksiyon üzerine çivileme yöntemi yeğlenmelidir.
Latalar
Lata sistemini, lambrileri döşemeye başlamadan önce monte etmelisiniz.Lataları duvara, birbirlerinden 60 cm mesafede bulunacak ve daha sonra yerleştireceğiniz lambrilerle dik açı yapacak şekilde yerleştirin. Küçük formatlı lambrilerde, örneğin padavra veya kare levhalarda lata mesafesini ona göre azaltmalısınız. Lata parçalarını kaydırılmış olarak düzenlerseniz oda havası kaplamanın arkasından dolaşabilir ve oda neminin birikmesi önlenmiş olur. İlk lataya çapraz olarak ikinci bir lata yerleştirirsseniz (karşıt lata düzeni ) hava dolaşım işlevi daha da etkili olur.
Duvara tespit için, lataları da düşünerek yeterli uzunlukta dübel ve vidalar seçin. Deliği, 60 - 80 cm mesafede taş matkabıyla, latayı geçip duvara girecek şekilde açın. Deliğin çapı, daha sonra çekiçle içine çakılacak olan dübelin çapına uygun olmalıdır. Duvardaki ve tavandaki engebeler tesviye edilerek kaplamanın kusursuz oturması sağlanır. Lataların altına küçük tahta parçaları koyun veya lataları gerektiği şekilde rendeleyin.
Alt konstrüksiyonun montajında bir havşa maktabı kullanırsanız vida bağları için de yuvarlar elde edersiniz. Böylece daha sonra profil levhalarının veya panellerin tespiti sırasında vida başlarının çıkıntı oluşturması önlenmiş olur.
Ölçme ve kesme
Şimdi kaplamayı gereken uzunlukta hazırlamalısınız. Kaplamayı testereyle keserken üst yüzeyi alta bakacak şekilde yerleştirin. Böylece kesilen kenarların temiz olmasını sağlarsınız. Keserken kendi güvenliğinize dikkat edin: Kaymamaları ve testereyi kullanırken yaralamanıza neden omamaları için levhaları çok sıkı tutun. Oluklu ve dilli levhalar kullanıyorsanız, dikkatli çalışarak ilk levhadan testereyle dil kesin ve kesim kenarlarnı rendeleyerek düzeltin. Ardından ince bir zımpara kağıdıyla devam edin.
Kaplamanın Tespit Edilmesi
Panellerin ve profil tahtaların tespiti için birçok olanak mevcuttur: İlk levhayı, bir çivi çakma makinesiyle tahtaya gömülecek olan perçin çivisiyle çivileyin. Bundan sonra çivilerle veya çivili tırnaklarla devam edin. Bunlar oluğa yerleştirilir ve çakılır. Özel tırnaklar lambriyi alt konstüksiyonunun üzerine tutturur. Bunlar lataların üzerine çakılır ya da zımba makinesiyle tespit edilir. Pratik bir yöntem: Mıknatıslı bir çivi makinesi çivileri gereken yerde tutar, sürekli yere düşmelerini önler. Bu alet aynı zamanda tahtayı da hasar görmekten korur.
Rahat : Elektrikli Zımba Makinesi
Elektrikli cihazlar kas gücünden ve zamandan tasarruf - resim - sağlar ve ellerinizin su toplamasını önlerler. Bir elektrikli zımba makinesiyle lambrilerinizi rahat ve güvenli bir şekilde tespit edebilirsiniz. Bu işlem sırasında çivi uzunluk ve kalınlıklarına dikkat edin. Zımba makinesinin darbe kuvveti çoğunlukla 6 ve 10 mm arasındaki çivi zımbalar için ayarlanır. Bu ağır profilleri ve panelleri duvara güvenli ve dayanıklı bir şekilde tespit etmek için yeterlidir.
Oluk ve Di
Her seferinde bir sonraki levhayı sonuncunun dilinin içine sürün. Levhayı çakmak için tahta bir takoz kullanın, yoksa diller zarar görür. Çakma tahtası olarak, levhaların kesilmesi sırasında çıkmış bir atık parça uygun olur. Köşelerdetahtalar ne birbirlerine ne de duvara değmelidir. Tahtanın çalışabilmesi için en az 3 mm'lik bir genleşme açıklığı bırakılmalıdır. Kenarda çıta kullanılması yerine pürüzsüz rendelenmiş, gereğinde renkli olarak boyanmış bir levha tespit edilmiş gölgeli bir birleşim de optik açıdan güzel olabilir. Paneller ya da profil tahtaları bunun üzerine, 2 cm kadar görünür kalacak şekilde yerleştirilir. Yatay bir montajda kaplamayı duvara alttan döşeyerek başlayın, yukarıya doğru ilerleyin.
Lambriler genellikle tam doğrusal değildir, bu nedenle çalışırken bir hileye başvurun: Tavana kadar çalışacağınız daha 1 m mesafe kalıncaya kadar duvar kısmını tam olarak ölçün. Yükseklik farklılıklarını, her bir sonraki levhada kritik taraftaki dili oluğa, diğer taraftakinden biraz daha az sıkı şekilde bastırarak giderin. Böylece inşaat toleranslarını neredeyse fark edilemeyecek şekilde dengelemiş olursunuz. Çıtalar zemine veya tavana temiz geçişler elde edilmesini sağlar.
Anahtarlar Ve Prizler
Boru çıkışlarını veya anahtar ve priz yuvalarını pota matkabıyla delin. Konumu ve büyüklüğü lambri levhasının üzerine tam olarak işaretleyin monte etmeden önce deliklerini açın. Profesyoneller bu işlemi montajı bitmiş levhaların üzerinde de kusursuz yapabilirler.
Ahşapla Gençleşen Evler
Ahşap duvar kaplamaları hiçbir şekilde rustik görünmek zorunda değildir. Genç veya modern oturma odaları da bakımı kolay ve sağlam kaplamalarla güzelleşmektedir.
ÖNEMLİ TAKIMLAR:
Ölçmek için: Çubuk metre, kurşunkalem, bloknot
Lataları ve lambirileri kesmek için: Kıltestere, çubuk metre, rende, zımpara kağıdı
Alt konstrüksiyonu tespit için: Matkap makinası, tahta ve taş matkabı, dübeller, vidalar
Profil tahtaları / panellerin montajı için: Çiviler, havşa, zımba çivileri
Zımba makinası delikleri açmak için: Matkap makinası, pota matkabı.
Dekorasyonda renk
Hepimizin başına birçok defa gelmiştir; güzel bir mor, perde olduğunda gözünüze çok rahatsız edici gelebilir, ya da süper bir yeşil, koltuğunuzu kapladığında, mutasyona uğramış dev bir kurbağa gibi durabilir. Evinizin rengini değiştirmeye karar verdiyseniz ve herşey bittikten sonra "ama ben böyle hayal etmemiştim" demek istemiyorsanız, size seçiminizi kolaylaştıracak bir kaç önerimiz var!
Denge ve Uyum
Evinizde kullanacağınız renkleri belirlemede denge ve uyum, size yol gösterecek anahtar kelimeler olmalı. Bir rengin diğeri ile ilişkisi, yeni dekorasyon şemanız için önemli bir başlangıç olacağından, bu ikiliyi gözardı etmemekte fayda var. Bu nedenle, mekanda bütünlüğü yakalamak istiyorsanız, önce kendinize bir ana renk belirleyin. Koltuk, mekanda her zaman başrole oynadığından ana renginizin koltuğunuzun tarzıyla uyumlu olmasına dikat etmelisiniz. Sonra da halı ve diğer aksesuarları seçin. Bu aksesuarlar, koltuk renginizin açık ya da koyu bir tonu olabileceği gibi kontrast bir renk de olabilir.(Hatta daha iyi olur)
Mekanın daha geniş görünmesi için
Evinizi olduğundan daha büyük göstermenin birçok yolu var. Ancak bunlardan en masrafsız olanı, renklerle oynamak... Örneğin; koyu renkler geniş bir odayı daraltırken, açık renkler küçük mekanları daha geniş gösterir.
Eğer basık tavanlı bir eviniz varsa, evininizin duvarlarını koyu, tavanınını açık renge boyayarak bu sorunu çözebilirsiniz. Ancak eviniz küçükse, modaya uyup asla duvarlarınızı koyu renge boyamayın. Bu evinizin daha da küçük görünmesinden başka bir işe yaramaz.
Renklerin dili
Kırmızı, sarı ve turuncu sıcak renk grubuna girer ve fazla klasik olmayan küçük evler için idealdir.
Mavi, mor ve bordo ise soğuk renklerdir ve genellikle klasik evler için uygundur.
Yeşil ise tam bir denge rengidir. Tonlarına göre her ortamda rahatlıkla kullanılabilir. Açık, fıstık yeşili gibi tonlar spor ve minimalist evler için idealken, koyu nefti tonlar daha klasik mekanlar için uygundur.
Işık olmassa renk de olmaz
Evimizin ağırlıklı rengini aşağı yukarı belirledik. Ama o da ne! Mağazada gördüğünüz o enfes yeşil aslında kahverengiymiş! Durun!evinizdeki bütün eşyaları baştan aşağı değiştirmenize hiç gerek yok. Bu durumda koltuğunuzun eski yeşile dönmesi için aydınlatmanızı değiştirmeniz yeterli olacaktır. Yüksek watt ampuller hem gözü yorar, hem de eşyalarınızın doğru rengini göstermez.
Bu nedenle yerden aydınlatmaları tercih etmek her zaman yerinde bir karar olacaktır. Böylece daha soft bir görüntü yakalamış olursunuz.
Ruh halini de etkiliyor
Renkler; canlı, baştan çıkarıcı, dinlendirici, belirsiz, kışkırtıcı, huzurlu gibi bir çok şekilde tanımlanırlar.
Çoğu zaman renklere karşı tepkilerimiz doğuştandır, buna rağmen bazı renkler kültürel olarak bize kodlamış ya da öğretilmiştir. Örneğin, kırmızı heyecan verici tutkulu bir renk olarak bilinirken, yeşil daha pasif bir renk olarak algılanır. Açıklanamaz bir şekilde pembenin belli bir tonu sakinleştiricidir. Bazı kültürlerde beyaz hayatı, diğerlerinde ise ölümü sembolize eder.
Hangi renk nerede kullanılmalı?
Kırmızı
Kırmızının kan basıncını yükselttiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kendisi emici bir renk olup, sürekli büyüyormuş izlenimi verir. Yoksa kırmızı bir duvara sürekli baktığınızda hiç üzerinize üzerinize geldiği olmadı mı? Kırmızı genellikle kütüphane gibi yerlerde, ya da sıcak mekanlarda düşünceyi ve sohbeti canlandırmak için kullanılır. Kırmızının aynı zamanda iştahı kabarttığı da söylenir; şarap ve lal taşı renkleri bu yüzden yemek odalarında sıkça kullanılır.
Sarı
Sarı güneş ışınları gibi sıcaklık ve ışık yayar. Gözü en yoran renklerden biri olarak nitelense de aydınlanmanın rengi olarak bilinir. Sarının yasal olan ilmi inanışa göre, metabolizmayı hızlandırdığı ve hafızayla konsantrasyonu kuvvetlendirdiği bilinmektedir. Yağ sarısı gibi soluk sarılar samimi ve davetkar olmalarından dolayı oturma ve yemek odalarında uygulanırlar. Ancak canlı bir sarı, tiksinme duygusu yaratabilir.
Turuncu
Turuncu her şekilde karşımıza aldatıcı bir kışkırtıcılıkla çıkar. Coşkun turuncu aynı kırmızı gibi iştah açar. Turuncuyu sakinleştiremezsiniz, tonunu açtıkça çamurumsu ve sıkıcı bir hal alacaktır. Ama ten renginin tamalayıcısı olduğu için, şeftali gibi hafif tonları nötr renk grubuna girer. Parlak turuncu tonları en iyi belirli yerleri vurgulamak amacıyla kullanılır.
Yeşil
Yaşamın ve çimenin rengi yeşil, bir çok tonuyla maviden daha huzur vericidir. Yeşil sinirleri yatıştırır, bu yüzden de genellikle hastanelerde ve bir çok kurumlarda tercih edilir. Odaklanması ve hemen hemen her renkle uyum sağlaması en kolay renk olduğu için yeşil, insanların en çok vakit geçirdikleri yerlerde görülür. Beyaz ya da siyahla karıştırılarak kullanıldığında ‘nötr nötr’ (başka bir deyişle etkisiz eleman) hale gelir. Buna rağmen sarı ile karıştırılımş bir yeşil şok edici olabilir.
Mavi
Denizin ve gökyüzünün rengi mavi, sakin bir renktir. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde popüler olduğu için güveni temsil eder. Bazı maviler, her nasılsa soğuk ve kederli olarak ün yapmışlardır; Moody Blues’u düşünsenize... Mavi geri çekiliyormuş hissi verir; soluk maviler boşluk hissini kuvvetlendirir ve yatak odaları ile bahçeye açılan bölümler için idealdir. Soluk ve orta karar mavilerin yatıştırıcı bir yönü olduğundan çocuk odaları için biçilmiş kaftandırlar.
Mor
Günbatımı gibi kısa ömürlü bir renk olan mor, tıpkı turuncu gibi mekanlara tat katmak amacıyla kullanılır. Popülaritesini iki faktöre borçludur: İyileştirici aynı zamanda romantik olmasına ve uykusuzluk problemine çare olmasına. Bu yüzden mor, yaygın olarak yatak odaları için önerilir.
Denge ve Uyum
Evinizde kullanacağınız renkleri belirlemede denge ve uyum, size yol gösterecek anahtar kelimeler olmalı. Bir rengin diğeri ile ilişkisi, yeni dekorasyon şemanız için önemli bir başlangıç olacağından, bu ikiliyi gözardı etmemekte fayda var. Bu nedenle, mekanda bütünlüğü yakalamak istiyorsanız, önce kendinize bir ana renk belirleyin. Koltuk, mekanda her zaman başrole oynadığından ana renginizin koltuğunuzun tarzıyla uyumlu olmasına dikat etmelisiniz. Sonra da halı ve diğer aksesuarları seçin. Bu aksesuarlar, koltuk renginizin açık ya da koyu bir tonu olabileceği gibi kontrast bir renk de olabilir.(Hatta daha iyi olur)
Mekanın daha geniş görünmesi için
Evinizi olduğundan daha büyük göstermenin birçok yolu var. Ancak bunlardan en masrafsız olanı, renklerle oynamak... Örneğin; koyu renkler geniş bir odayı daraltırken, açık renkler küçük mekanları daha geniş gösterir.
Eğer basık tavanlı bir eviniz varsa, evininizin duvarlarını koyu, tavanınını açık renge boyayarak bu sorunu çözebilirsiniz. Ancak eviniz küçükse, modaya uyup asla duvarlarınızı koyu renge boyamayın. Bu evinizin daha da küçük görünmesinden başka bir işe yaramaz.
Renklerin dili
Kırmızı, sarı ve turuncu sıcak renk grubuna girer ve fazla klasik olmayan küçük evler için idealdir.
Mavi, mor ve bordo ise soğuk renklerdir ve genellikle klasik evler için uygundur.
Yeşil ise tam bir denge rengidir. Tonlarına göre her ortamda rahatlıkla kullanılabilir. Açık, fıstık yeşili gibi tonlar spor ve minimalist evler için idealken, koyu nefti tonlar daha klasik mekanlar için uygundur.
Işık olmassa renk de olmaz
Evimizin ağırlıklı rengini aşağı yukarı belirledik. Ama o da ne! Mağazada gördüğünüz o enfes yeşil aslında kahverengiymiş! Durun!evinizdeki bütün eşyaları baştan aşağı değiştirmenize hiç gerek yok. Bu durumda koltuğunuzun eski yeşile dönmesi için aydınlatmanızı değiştirmeniz yeterli olacaktır. Yüksek watt ampuller hem gözü yorar, hem de eşyalarınızın doğru rengini göstermez.
Bu nedenle yerden aydınlatmaları tercih etmek her zaman yerinde bir karar olacaktır. Böylece daha soft bir görüntü yakalamış olursunuz.
Ruh halini de etkiliyor
Renkler; canlı, baştan çıkarıcı, dinlendirici, belirsiz, kışkırtıcı, huzurlu gibi bir çok şekilde tanımlanırlar.
Çoğu zaman renklere karşı tepkilerimiz doğuştandır, buna rağmen bazı renkler kültürel olarak bize kodlamış ya da öğretilmiştir. Örneğin, kırmızı heyecan verici tutkulu bir renk olarak bilinirken, yeşil daha pasif bir renk olarak algılanır. Açıklanamaz bir şekilde pembenin belli bir tonu sakinleştiricidir. Bazı kültürlerde beyaz hayatı, diğerlerinde ise ölümü sembolize eder.
Hangi renk nerede kullanılmalı?
Kırmızı
Kırmızının kan basıncını yükselttiği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Kendisi emici bir renk olup, sürekli büyüyormuş izlenimi verir. Yoksa kırmızı bir duvara sürekli baktığınızda hiç üzerinize üzerinize geldiği olmadı mı? Kırmızı genellikle kütüphane gibi yerlerde, ya da sıcak mekanlarda düşünceyi ve sohbeti canlandırmak için kullanılır. Kırmızının aynı zamanda iştahı kabarttığı da söylenir; şarap ve lal taşı renkleri bu yüzden yemek odalarında sıkça kullanılır.
Sarı
Sarı güneş ışınları gibi sıcaklık ve ışık yayar. Gözü en yoran renklerden biri olarak nitelense de aydınlanmanın rengi olarak bilinir. Sarının yasal olan ilmi inanışa göre, metabolizmayı hızlandırdığı ve hafızayla konsantrasyonu kuvvetlendirdiği bilinmektedir. Yağ sarısı gibi soluk sarılar samimi ve davetkar olmalarından dolayı oturma ve yemek odalarında uygulanırlar. Ancak canlı bir sarı, tiksinme duygusu yaratabilir.
Turuncu
Turuncu her şekilde karşımıza aldatıcı bir kışkırtıcılıkla çıkar. Coşkun turuncu aynı kırmızı gibi iştah açar. Turuncuyu sakinleştiremezsiniz, tonunu açtıkça çamurumsu ve sıkıcı bir hal alacaktır. Ama ten renginin tamalayıcısı olduğu için, şeftali gibi hafif tonları nötr renk grubuna girer. Parlak turuncu tonları en iyi belirli yerleri vurgulamak amacıyla kullanılır.
Yeşil
Yaşamın ve çimenin rengi yeşil, bir çok tonuyla maviden daha huzur vericidir. Yeşil sinirleri yatıştırır, bu yüzden de genellikle hastanelerde ve bir çok kurumlarda tercih edilir. Odaklanması ve hemen hemen her renkle uyum sağlaması en kolay renk olduğu için yeşil, insanların en çok vakit geçirdikleri yerlerde görülür. Beyaz ya da siyahla karıştırılarak kullanıldığında ‘nötr nötr’ (başka bir deyişle etkisiz eleman) hale gelir. Buna rağmen sarı ile karıştırılımş bir yeşil şok edici olabilir.
Mavi
Denizin ve gökyüzünün rengi mavi, sakin bir renktir. Özellikle ekonomik belirsizlik dönemlerinde popüler olduğu için güveni temsil eder. Bazı maviler, her nasılsa soğuk ve kederli olarak ün yapmışlardır; Moody Blues’u düşünsenize... Mavi geri çekiliyormuş hissi verir; soluk maviler boşluk hissini kuvvetlendirir ve yatak odaları ile bahçeye açılan bölümler için idealdir. Soluk ve orta karar mavilerin yatıştırıcı bir yönü olduğundan çocuk odaları için biçilmiş kaftandırlar.
Mor
Günbatımı gibi kısa ömürlü bir renk olan mor, tıpkı turuncu gibi mekanlara tat katmak amacıyla kullanılır. Popülaritesini iki faktöre borçludur: İyileştirici aynı zamanda romantik olmasına ve uykusuzluk problemine çare olmasına. Bu yüzden mor, yaygın olarak yatak odaları için önerilir.
Duvar kağıdı uygulaması
Çiriş ve kağıtların kesilmesi, kağıdınızı yapıştırmak için hangi çirişe ihtiyacınızın olduğunu seçeceğiniz yeni duvar kaplamanız belirler.
Doğru yapıştırma maddesinin seçilmesi duvar kağıdı işinde en önemli noktadır. Uygun çirişi ararken size ambalajın içinden çıkan prospektüs yardımcı olur.
Çirişin sürülmesinde ilke şudur : çok ince sürmek yerine çok kalın sürün. Gerekirse çirişi her zaman suyla inceltebilirsiniz. Duvar kağıdını keserken yukarıda altı, altta dört santimetre fazlalık bırakmanız önemlidir. Kağıt şeridini arkası yukarıya bakacak şekilde masanıza açın . Ayırma çizgisinden bir duvar kağıdı bıçağıyla ya da makasıyla kesin. İlk kağıt şeridini diğerleri için şablon olarak kullanarak her defasında yeniden ölçüm yapmak zorunda kalmazsınız.
Kesilen şeritleri arka yüzleri yukarıya bakacak şekilde masaya serin. Bu sırıda üst kenarlar solda bulunmalı ve şeritler masanın arka kenarıyla bitmelidir. Sonra en üstteki şeridi ön kenara kadar çekin. Ardından kesim yerini bir fırçayla ortadan kenarlara doğru homojen şekilde çirişleyin. Şimdi şeridin birleştirilmesine sıra geldi.
Alt kenardan iki üç santimetre kadar geriye kıvırın. Sonra şeridi kat kat katlayın. Üstte de iki üç santimetre kadar kıvırın ve ince kenarın çirişle temas etmemesine dikkat edin. Böylece tatsız çiriş lekelerinin oluşması önlenir. Kağıdı çevirirken uzun kenarların tam olarak üst üste gelmesine dikkat edin.
Desenli Kağıtlar
Burada kesme işlemi sırasında desenlerin denk gelmesine dikkat edilmelidir. Her şeridi yapıştırırken, kenarlarda desenlerin birbirine uymasına dikkat edin. Pencere ve kapılardaki küçük alanları da kağıtlarken kağıdın konumuna dikkat etmelisiniz.
Kağıtların Yapıştırılması
Kağıtları yapıştırmaya geçmeden önce, zeminin sabit, kuru ve temiz olmasını sağlamalısınız. Duvarınız zaten pürüzsüzse inceltilmiş bir
çiriş sürmeniz yeterli olacaktır. Pencere ve kapı çervrelerinin kağıtlanması: Kağıt kururken çatlakların ve gerilmelerin oluşmaması için kağıtları köşe ve kenarlara tüm genişliğinde yapıştırmamalısınız. Yapıştırmadan önce gerekli genişliği ölçün ve kağıdı ona göre kesin. Düz duvarların kağırlanması: Bir çekül yardımıyla duvarda düz bir çizgi çizin. Bu ilk şeridiniz için işaret çizgisidir.
Çirişlenmiş çeridi her iki taraftan sağlam şekilde yukarıdan tutun ve işaret çizgisinin üzerine yerleştirin. Üstte kıvrılmış olan kısmın kıvrık kalmasına dikkat edin. Şimdi şeridi dikkatle aşağıyaa doğru açın; bu sırada kenarın işaret çizgisiyle çakışmasına dikkat edin. Sonra şeridi ortadan, yukarıdan aşağıya ve sonra da kenarlardan yanlara doğru bir duvar kağıdı fırçası yardımıyla dikkatle bastırın. İlk şerit yapıştıktan sonra alt kenardaki fazlalığı kesip alın. Diğer şeritleri yapıştırırken ilk şeride göre hizalayın. Ara sıra, şeritlerinizin tam düşey hizada yapışmadığını kontrol edin.
Doğru yapıştırma maddesinin seçilmesi duvar kağıdı işinde en önemli noktadır. Uygun çirişi ararken size ambalajın içinden çıkan prospektüs yardımcı olur.
Çirişin sürülmesinde ilke şudur : çok ince sürmek yerine çok kalın sürün. Gerekirse çirişi her zaman suyla inceltebilirsiniz. Duvar kağıdını keserken yukarıda altı, altta dört santimetre fazlalık bırakmanız önemlidir. Kağıt şeridini arkası yukarıya bakacak şekilde masanıza açın . Ayırma çizgisinden bir duvar kağıdı bıçağıyla ya da makasıyla kesin. İlk kağıt şeridini diğerleri için şablon olarak kullanarak her defasında yeniden ölçüm yapmak zorunda kalmazsınız.
Kesilen şeritleri arka yüzleri yukarıya bakacak şekilde masaya serin. Bu sırıda üst kenarlar solda bulunmalı ve şeritler masanın arka kenarıyla bitmelidir. Sonra en üstteki şeridi ön kenara kadar çekin. Ardından kesim yerini bir fırçayla ortadan kenarlara doğru homojen şekilde çirişleyin. Şimdi şeridin birleştirilmesine sıra geldi.
Alt kenardan iki üç santimetre kadar geriye kıvırın. Sonra şeridi kat kat katlayın. Üstte de iki üç santimetre kadar kıvırın ve ince kenarın çirişle temas etmemesine dikkat edin. Böylece tatsız çiriş lekelerinin oluşması önlenir. Kağıdı çevirirken uzun kenarların tam olarak üst üste gelmesine dikkat edin.
Desenli Kağıtlar
Burada kesme işlemi sırasında desenlerin denk gelmesine dikkat edilmelidir. Her şeridi yapıştırırken, kenarlarda desenlerin birbirine uymasına dikkat edin. Pencere ve kapılardaki küçük alanları da kağıtlarken kağıdın konumuna dikkat etmelisiniz.
Kağıtların Yapıştırılması
Kağıtları yapıştırmaya geçmeden önce, zeminin sabit, kuru ve temiz olmasını sağlamalısınız. Duvarınız zaten pürüzsüzse inceltilmiş bir
çiriş sürmeniz yeterli olacaktır. Pencere ve kapı çervrelerinin kağıtlanması: Kağıt kururken çatlakların ve gerilmelerin oluşmaması için kağıtları köşe ve kenarlara tüm genişliğinde yapıştırmamalısınız. Yapıştırmadan önce gerekli genişliği ölçün ve kağıdı ona göre kesin. Düz duvarların kağırlanması: Bir çekül yardımıyla duvarda düz bir çizgi çizin. Bu ilk şeridiniz için işaret çizgisidir.
Çirişlenmiş çeridi her iki taraftan sağlam şekilde yukarıdan tutun ve işaret çizgisinin üzerine yerleştirin. Üstte kıvrılmış olan kısmın kıvrık kalmasına dikkat edin. Şimdi şeridi dikkatle aşağıyaa doğru açın; bu sırada kenarın işaret çizgisiyle çakışmasına dikkat edin. Sonra şeridi ortadan, yukarıdan aşağıya ve sonra da kenarlardan yanlara doğru bir duvar kağıdı fırçası yardımıyla dikkatle bastırın. İlk şerit yapıştıktan sonra alt kenardaki fazlalığı kesip alın. Diğer şeritleri yapıştırırken ilk şeride göre hizalayın. Ara sıra, şeritlerinizin tam düşey hizada yapışmadığını kontrol edin.
Eskiyen duvarlara estetik çözüm...
Duvarlarınıza su bazlı örtücü astar uygulamaya ne dersiniz?
Su bazlı boya uygulaması yapılacak eski solvent bazlı veya renk değişimi yapılacak su bazlı boyalı yüzeyleri boyaya hazırlayan akrilik emülsiyon esaslı, örtücü, pigmentli astardır.
Uygulama alanları
Su bazlı boya uygulaması yapılacak eski solvent bazlı veya renk değişimi yapılacak su bazlı boyalı yüzeyleri boyaya hazırlayan emülsiyon esaslı kaplama malzemesi astarı olarak kullanılır.
Özellikleri
• Alt yapıya derinlemesine nüfuz eder.
• Örtücüdür.
• Yüzeyin su emiciliğini azaltarak üzerine uygulanacak son kat kaplama malzemesinin tüketimini azaltır.
• Yüzeydeki tozumuş kısımlarının yüzeye tutunmasını sağlayarak, son kat kaplama malzemesinin yüzeye daha iyi yapışmasını sağlar.
• Solvent içermediği ve su ile seyreltildiği için kokmaz, insan ve çevre sağlığına zarar vermez.
Genel bilgiler
Renkleri: Beyaz ve 9 renkte üretilmekte olup, Renk Ustası’yla renklendirilebilmektedir.
Yapısı: Akrilik emülsiyon esaslı.
İncelticisi: Su.
Yoğunluğu: Yaklaşık 1,51 gr./cm³.
Uygulama talimatı
Uygulama yapılacak yüzeyler, aderans düşürücü toz, kir ve yağdan arındırılmalı, eski ve kabarmış boya tabakalarından tümüyle temizlenerek kuru, sağlam ve temiz hale getirilmelidir. Yeni mineral yüzeyler üzerine uygulama yapmadan önce yüzeyin kürlenmesi için en az 28 gün beklenmelidir. Binanın su ile ilgili tüm izolasyon önlemleri alınmış olmalıdır.
Eski sentetik bazlı yüzeyler iyice zımparalanıp, zımpara tozları yüzeyden uzaklaştırılmalıdır. Gerekiyorsa, Kalecolor ince/ kalın akrilik macun veya Kalekim tamirat ile yüzeydeki çatlaklar, doldurulmalı ve yüzey düzeltilmelidir.
Uygulama öncesinde geçiş astarı iyice karıştırılmalıdır. Geçiş astarı en çok %10 oranında temiz su ile inceltildikten sonra fırça, rulo veya püskürtme sistemi ile yüzeye tek kat uygulanır. Geçiş astarıuygulamasından en az 6 saat sonra son kat kaplama malzemesi uygulamasına geçilmelidir.
Uygulama sırasında ve bunu takip eden 24 saat boyunca ortamın ve uygulama yapılacak yüzeyin sıcaklığı, minimum +5 °C olmalı ve yüzey yağış almamalıdır. Çok sıcak havalarda, direkt güneş altında, kuvvetli rüzgâr, sis, yüksek bağıl nem veya yağış beklentisi olan havalarda uygulama yapılmamalıdır. Aşırı sıcak yüzeyler uygulama öncesi nemlendirilmelidir. Malzeme yağmura maruz kalan yatay yüzeylerde kullanılmamalıdır.
Su bazlı boya uygulaması yapılacak eski solvent bazlı veya renk değişimi yapılacak su bazlı boyalı yüzeyleri boyaya hazırlayan akrilik emülsiyon esaslı, örtücü, pigmentli astardır.
Uygulama alanları
Su bazlı boya uygulaması yapılacak eski solvent bazlı veya renk değişimi yapılacak su bazlı boyalı yüzeyleri boyaya hazırlayan emülsiyon esaslı kaplama malzemesi astarı olarak kullanılır.
Özellikleri
• Alt yapıya derinlemesine nüfuz eder.
• Örtücüdür.
• Yüzeyin su emiciliğini azaltarak üzerine uygulanacak son kat kaplama malzemesinin tüketimini azaltır.
• Yüzeydeki tozumuş kısımlarının yüzeye tutunmasını sağlayarak, son kat kaplama malzemesinin yüzeye daha iyi yapışmasını sağlar.
• Solvent içermediği ve su ile seyreltildiği için kokmaz, insan ve çevre sağlığına zarar vermez.
Genel bilgiler
Renkleri: Beyaz ve 9 renkte üretilmekte olup, Renk Ustası’yla renklendirilebilmektedir.
Yapısı: Akrilik emülsiyon esaslı.
İncelticisi: Su.
Yoğunluğu: Yaklaşık 1,51 gr./cm³.
Uygulama talimatı
Uygulama yapılacak yüzeyler, aderans düşürücü toz, kir ve yağdan arındırılmalı, eski ve kabarmış boya tabakalarından tümüyle temizlenerek kuru, sağlam ve temiz hale getirilmelidir. Yeni mineral yüzeyler üzerine uygulama yapmadan önce yüzeyin kürlenmesi için en az 28 gün beklenmelidir. Binanın su ile ilgili tüm izolasyon önlemleri alınmış olmalıdır.
Eski sentetik bazlı yüzeyler iyice zımparalanıp, zımpara tozları yüzeyden uzaklaştırılmalıdır. Gerekiyorsa, Kalecolor ince/ kalın akrilik macun veya Kalekim tamirat ile yüzeydeki çatlaklar, doldurulmalı ve yüzey düzeltilmelidir.
Uygulama öncesinde geçiş astarı iyice karıştırılmalıdır. Geçiş astarı en çok %10 oranında temiz su ile inceltildikten sonra fırça, rulo veya püskürtme sistemi ile yüzeye tek kat uygulanır. Geçiş astarıuygulamasından en az 6 saat sonra son kat kaplama malzemesi uygulamasına geçilmelidir.
Uygulama sırasında ve bunu takip eden 24 saat boyunca ortamın ve uygulama yapılacak yüzeyin sıcaklığı, minimum +5 °C olmalı ve yüzey yağış almamalıdır. Çok sıcak havalarda, direkt güneş altında, kuvvetli rüzgâr, sis, yüksek bağıl nem veya yağış beklentisi olan havalarda uygulama yapılmamalıdır. Aşırı sıcak yüzeyler uygulama öncesi nemlendirilmelidir. Malzeme yağmura maruz kalan yatay yüzeylerde kullanılmamalıdır.
Duvarlarınızı canlandırın !..
Duvarlarınızın renginden memnunsunuz ama ufak ta olsa bir değişiklik istiyorsunuz... O halde bu yazı tam size göre...
Damga basın
Duvarlarınıza damga basarak basit ama şık uygulamalar yapabilirsiniz. Piyasada hazır olarak bulunan damgaları kullanabileceğiniz gibi süngerden kendinizde hazırlayabilirsiniz. Uygulama esnasında süngerin ıslak değil, nemli olmasına dikkat edin.
Duvar kağıdınızı renklendirin
Dokulu duvar kağıdınızı arzunuza göre duvar boyası ile renklendirerek, hem kirli duvar kağıdınızdan kurtulabilir hem de kendiliğinden oluşmuş dokulu hoş bir görsellik elde edebilirsiniz.
Bal peteği dokulu sünger rulo kullanın
Duvarlarınıza bal peteği şeklinde efekt uygulayabilirsiniz. Bunun için iki uyumlu renk boya seçin. Önce herhangi bir duvar rulosu ile uygulama alanını boyayın. Kuruması için bir süre bekleyin. Daha sonra mercan rulo ve ikinci renginizle efekt oluşturun. Delikli mercan rulo, Bauhaus.
Düzgün şeritlerle modern görünüm
Şerit yapma aparatı kullanarak duvarlarınıza farklı ve modern bir görünüm kazandırabilirsiniz. Uygulama yaparken aparatta fazla boya olmamasına dikkat edin. Zaman zaman temizleyin ve bir bez yardımıyla üzerindeki fazla suyu alın.
Doğal dokular oluşturun
Uygulama yapacağınız alana spatula yardımıyla yayacağınız rölyef pastın üzerine arzu ettiğiniz gibi biçim vermek sizin elinizde. İster isminizi yazın, ister resim çizin. Unutmayın bu malzemenin kuruma süresi kısıtlı. Kullandığınız ürünün ne kadar sürede kuruduğunu kontrol edin ve kurumadan çalışabileceğiniz kadar alana macunu sürün. Aksi halde siz çalışmanızı tamamlamadan kuruyacaktır. Spatula üçlü set: Bauhaus
Doku tarağı kullanın
Doku tarağı ile çalışmak biraz pratik gerektirir. Önce kağıt üzerinde çabuk kurumayan bir boya ve doku tarağı ile çalışma yapın. Boyaya retarder (kurumayı geciktirici malzeme) katabilirsiniz. İlk kat boya kullandıktan sonra kurumayı geciktirici katılmış boyayı duvarın bir kısmına sürün ardından doku tarağı ile üzerinden geçin. Tarağı aşağı doğru çekerken önce bastırılmalı, çekme işlemi devam ederken tarak hafif kaldırılmalı ve daha sonra tekrar yatırılmalıdır.
Deri gül efekt damgası
Deri gül efekt damgası kullanarak duvarlarınızda gül efektleri oluşturabilirsiniz. Uygulaması oldukça kolay ve zevkli bu tekniği kolayca çalışabilmeniz için yine önce kağıt üzerinde bir süre elinizi alıştırmanızı öneriyoruz. Daha sonra duvara ilk kat boyanızı sürün. Kurutun. İkinci kat farklı ve uyumlu renk sürün. Damgayı duvar üzerinde çevirerek bir miktar ikinci kat boya çıkararak gül efekti oluşturun.
Dekorlama boya ve medyumları kullanın
İlk olarak Polisan'ın tüketicilerin beğenisine sunduğu çatlatma, süet, sedef ve keten dokusu oluşturan boya, medyum ve aletlerinden bahsetmek istiyoruz. Tüm efektlerin uygulamaları hayli kolay olmasına rağmen oldukça güzel sonuçlar elde etmeniz mümkün.
Damga basın
Duvarlarınıza damga basarak basit ama şık uygulamalar yapabilirsiniz. Piyasada hazır olarak bulunan damgaları kullanabileceğiniz gibi süngerden kendinizde hazırlayabilirsiniz. Uygulama esnasında süngerin ıslak değil, nemli olmasına dikkat edin.
Duvar kağıdınızı renklendirin
Dokulu duvar kağıdınızı arzunuza göre duvar boyası ile renklendirerek, hem kirli duvar kağıdınızdan kurtulabilir hem de kendiliğinden oluşmuş dokulu hoş bir görsellik elde edebilirsiniz.
Bal peteği dokulu sünger rulo kullanın
Duvarlarınıza bal peteği şeklinde efekt uygulayabilirsiniz. Bunun için iki uyumlu renk boya seçin. Önce herhangi bir duvar rulosu ile uygulama alanını boyayın. Kuruması için bir süre bekleyin. Daha sonra mercan rulo ve ikinci renginizle efekt oluşturun. Delikli mercan rulo, Bauhaus.
Düzgün şeritlerle modern görünüm
Şerit yapma aparatı kullanarak duvarlarınıza farklı ve modern bir görünüm kazandırabilirsiniz. Uygulama yaparken aparatta fazla boya olmamasına dikkat edin. Zaman zaman temizleyin ve bir bez yardımıyla üzerindeki fazla suyu alın.
Doğal dokular oluşturun
Uygulama yapacağınız alana spatula yardımıyla yayacağınız rölyef pastın üzerine arzu ettiğiniz gibi biçim vermek sizin elinizde. İster isminizi yazın, ister resim çizin. Unutmayın bu malzemenin kuruma süresi kısıtlı. Kullandığınız ürünün ne kadar sürede kuruduğunu kontrol edin ve kurumadan çalışabileceğiniz kadar alana macunu sürün. Aksi halde siz çalışmanızı tamamlamadan kuruyacaktır. Spatula üçlü set: Bauhaus
Doku tarağı kullanın
Doku tarağı ile çalışmak biraz pratik gerektirir. Önce kağıt üzerinde çabuk kurumayan bir boya ve doku tarağı ile çalışma yapın. Boyaya retarder (kurumayı geciktirici malzeme) katabilirsiniz. İlk kat boya kullandıktan sonra kurumayı geciktirici katılmış boyayı duvarın bir kısmına sürün ardından doku tarağı ile üzerinden geçin. Tarağı aşağı doğru çekerken önce bastırılmalı, çekme işlemi devam ederken tarak hafif kaldırılmalı ve daha sonra tekrar yatırılmalıdır.
Deri gül efekt damgası
Deri gül efekt damgası kullanarak duvarlarınızda gül efektleri oluşturabilirsiniz. Uygulaması oldukça kolay ve zevkli bu tekniği kolayca çalışabilmeniz için yine önce kağıt üzerinde bir süre elinizi alıştırmanızı öneriyoruz. Daha sonra duvara ilk kat boyanızı sürün. Kurutun. İkinci kat farklı ve uyumlu renk sürün. Damgayı duvar üzerinde çevirerek bir miktar ikinci kat boya çıkararak gül efekti oluşturun.
Dekorlama boya ve medyumları kullanın
İlk olarak Polisan'ın tüketicilerin beğenisine sunduğu çatlatma, süet, sedef ve keten dokusu oluşturan boya, medyum ve aletlerinden bahsetmek istiyoruz. Tüm efektlerin uygulamaları hayli kolay olmasına rağmen oldukça güzel sonuçlar elde etmeniz mümkün.
Trendy aksesuaınızı kendiniz yapın!
Eskimiş ahşap bir kutunuz ve bir boya fırçanız varsa, kendinize mermer görünümünde bir kutu yapabilirsiniz
Mermer, 2008'de yıldızı parlayan malzemelerden olacak. Dekorasyonun her alanında bu yıl bol bol rastlayacağız mermere. Hatta çoğu dekorasyon mağazasının vitrinlerinde mermerden yapılmış ya da mermer efektli objeler yerini almaya başladı bile! Biz de bu sebeple, herhangi bir zemin üzerinde mermer görünümü nasıl elde edeceğinizi size göstermek istedik.
Zemini hazırlayın
Üzerinde çalışacağınız zemini iyice zımparalayarak pürüzsüz bir yüzey elde edin.
Bazı oluşturun
Zımpara tozlarını nemli bir sünger yardımıyla temizleyin. Beyaz ve krem rengini ortak alacağınız kestirme fırça ile degrade geçişli olarak tüm yüzeyi boyayın. Kuruduktan sonra zımparalama işlemini tekrarlayın.
Efekt verin
Tampon fırçanıza alacağınız beyaz, krem, siyah, yeşil renkleri zemin üzerine tamponlayarak efekt oluşturun. Kuruması için bir süre bekleyin.
Gölgelendirin
Tampon fırçanızı su ve sıvı sabunla temizleyin. Fazla suyunu alın. Siyah akrilik boya ile yer yer minik dokunuşlarda bulunun. İstediğiniz görünümü elde ettikten sonra kuruması için kısa bir süre daha bekleyin.
Damarları çizin
Krem akrilik boya ve 00 kontür fırçası kullanarak istediğiniz kalınlıkta damarlar çizip çalışmanızı tamamlayın.
Vernikleyin
Tüm yüzeyi sprey vernikle koruma altına alın. Vernikleme işlemini iyi havalandırılan bir yerde, gaz maskesi kullanarak yapmayı unutmayın.
Mermer, 2008'de yıldızı parlayan malzemelerden olacak. Dekorasyonun her alanında bu yıl bol bol rastlayacağız mermere. Hatta çoğu dekorasyon mağazasının vitrinlerinde mermerden yapılmış ya da mermer efektli objeler yerini almaya başladı bile! Biz de bu sebeple, herhangi bir zemin üzerinde mermer görünümü nasıl elde edeceğinizi size göstermek istedik.
Zemini hazırlayın
Üzerinde çalışacağınız zemini iyice zımparalayarak pürüzsüz bir yüzey elde edin.
Bazı oluşturun
Zımpara tozlarını nemli bir sünger yardımıyla temizleyin. Beyaz ve krem rengini ortak alacağınız kestirme fırça ile degrade geçişli olarak tüm yüzeyi boyayın. Kuruduktan sonra zımparalama işlemini tekrarlayın.
Efekt verin
Tampon fırçanıza alacağınız beyaz, krem, siyah, yeşil renkleri zemin üzerine tamponlayarak efekt oluşturun. Kuruması için bir süre bekleyin.
Gölgelendirin
Tampon fırçanızı su ve sıvı sabunla temizleyin. Fazla suyunu alın. Siyah akrilik boya ile yer yer minik dokunuşlarda bulunun. İstediğiniz görünümü elde ettikten sonra kuruması için kısa bir süre daha bekleyin.
Damarları çizin
Krem akrilik boya ve 00 kontür fırçası kullanarak istediğiniz kalınlıkta damarlar çizip çalışmanızı tamamlayın.
Vernikleyin
Tüm yüzeyi sprey vernikle koruma altına alın. Vernikleme işlemini iyi havalandırılan bir yerde, gaz maskesi kullanarak yapmayı unutmayın.
Eskimiş eşyalarınızı yenileyin
Evinizde artık kullanmadığınız, atmak için kenara ayırdığınız ya da bodruma sakladığınız sandalyeleri ortaya çıkarma vakti...
Ufak tefek tamiratlarla yepyeni bir sandalyeye sahip olmak ister misiniz? O zamna hemen artık kullanmak istemediğiniz eski bir sandalye bulun ve aşağıdaki talimatları uygulamaya başlayın. İnanın sonuç sizi mutlu edecek...
Kurtlardan arındırın
Eski ahşapların pek çoğu az da olsa içinde kurt bulunduran minik delikler içerir. Çalışma yapmadan önce ahşap kurtlarını yok etmek için ilacı talimatına göre deliklere uygulayın. Delikleri ahşap macunu veya spatula kullanarak kapatın. Macun donduktan sonra zımparalayarak düzgün ve vernikten arınmış bir yüzey elde edin. Nemli bir süngerle zımpara tozlarını alın.
Boyayın
Arzu ettiğiniz bir akrilik boya ve sentetik fırça kullanarak tüm yüzeyi boyayın. Kuruduğundan emin olduktan sonra yüzeye bir kez daha zımpara yapın ve nemli süngerle zımpara tozlarından arındırın. İkinci kat boya uygulamasını da yaptıktan ve kuruttuktan sonra eskitme medyumu (tüm hobi evlerinde ve yapı marketlerde bulablirsiniz) ve fırça ile istediğiniz yerleri eskitebilirsiniz. Eskitme işlemini kuru fırça ile boya sürer gibi yapın. Kuruduktan sonra eski bir tel fırça yardımıyla daha doğal bir görünüm almasını sağlayın. Tüm yüzeyi vernikleyin.
Değiştirin
Oturma bölümüne gerekiyorsa elyaf ekleyerek döşemelik kumaştan yeni bir kılıp hazırlayın. Gerdirerek kumaşı oturulan bölümün alt kısmına zımba makinesi kullanarak sabitleyin.
Dikin
İskemlenizin arka bölümüne minik cepler dikin. Cepleri, diktiğiniz kurdelelerle iskemlenin yan bölümlerine bağlayın. Yeni sandalyeniz hazır bile, üstelik eskisinden daha şık ve modern.
Ufak tefek tamiratlarla yepyeni bir sandalyeye sahip olmak ister misiniz? O zamna hemen artık kullanmak istemediğiniz eski bir sandalye bulun ve aşağıdaki talimatları uygulamaya başlayın. İnanın sonuç sizi mutlu edecek...
Kurtlardan arındırın
Eski ahşapların pek çoğu az da olsa içinde kurt bulunduran minik delikler içerir. Çalışma yapmadan önce ahşap kurtlarını yok etmek için ilacı talimatına göre deliklere uygulayın. Delikleri ahşap macunu veya spatula kullanarak kapatın. Macun donduktan sonra zımparalayarak düzgün ve vernikten arınmış bir yüzey elde edin. Nemli bir süngerle zımpara tozlarını alın.
Boyayın
Arzu ettiğiniz bir akrilik boya ve sentetik fırça kullanarak tüm yüzeyi boyayın. Kuruduğundan emin olduktan sonra yüzeye bir kez daha zımpara yapın ve nemli süngerle zımpara tozlarından arındırın. İkinci kat boya uygulamasını da yaptıktan ve kuruttuktan sonra eskitme medyumu (tüm hobi evlerinde ve yapı marketlerde bulablirsiniz) ve fırça ile istediğiniz yerleri eskitebilirsiniz. Eskitme işlemini kuru fırça ile boya sürer gibi yapın. Kuruduktan sonra eski bir tel fırça yardımıyla daha doğal bir görünüm almasını sağlayın. Tüm yüzeyi vernikleyin.
Değiştirin
Oturma bölümüne gerekiyorsa elyaf ekleyerek döşemelik kumaştan yeni bir kılıp hazırlayın. Gerdirerek kumaşı oturulan bölümün alt kısmına zımba makinesi kullanarak sabitleyin.
Dikin
İskemlenizin arka bölümüne minik cepler dikin. Cepleri, diktiğiniz kurdelelerle iskemlenin yan bölümlerine bağlayın. Yeni sandalyeniz hazır bile, üstelik eskisinden daha şık ve modern.
Evlerimizde tehlike var! Riskler, Kazalar
Evlerimizde tehlike var!
Günlük hayatımızda evde başımıza gelen kazalar, iş kazalarının üç katı, trafik kazaları kadar da fazla. Bazen masum bir hareket beklenmedik kazalara yol açabiliyor ve üzücü sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle gelin hep birlikte evlerimizin içini dolaşıp kazlara davetiye çıkaran riskleri inceleyelim.
Mutfak
Tencerelerinizin kulplarını ve saplarını her zaman duvar tarafına çevirme alışkanlığı edinin; çünkü hem siz hem de çocuklarınız sağa sola koşuştururken ateş üzerindeki tencerenin sapına takılabilirsiniz. İçinde su kaynayan veya yemek pişirilen tencerenin devrilmesi, en olağan kazalardan biri, üstelik fena can yakar!
Ev temizliğinde kullandığınız sıvı deterjanları su, soda, şarap, meyva suyu şişelerine koymayın, her zamanki yerlerini değiştirmeyin. gecenin bir saatinde, hatta gün ortasında bile kendiniz ya da aile bireyleri içi yandıklarında bir bardak çamaşır suyu içebilir.
Mikrodalga fırınlar hakkında söylenenleri ise ciddiye almak gerekir; kullanımdan dolayı deforme olmuşlarsa tamire vermek, düzenli bakımlarını yaptırmak ve mümkün olduğunca yüksekte kullanmak gerekir. Tamir için ilgili servisi arayın, sakın kendiniz tamire kalkışmayın.
Evinize yeni ocak alırken konulması gereken yeri önceden tasarlayın. Ocağın arkasından geçen ve yemekle birlikte ısınabilecek elektrik kabloları, gaz boruları türünden bir tesisat varsa, olası bir kazayı (gaz kaçağı, patlama vs.) önlemek için onları duvarın içine gömdürmelisiniz. Aynı şekilde tüp gaz kullanıyorsanız tüpünüzü alırken ilgili kişiye kontrolünü yaptırıp teslim almalısınız.
*Mutfakta ocağı yakarken eğer ocağınızın otomatik ateşlemesi yoksa, önce kibriti yakıp daha sonra ocağı açmalısınız.
*Yüksek raflardan bir şey alacağınız zaman sağlam tabure veya sandalyeye çıkmalısınız. Ayaklarınızın ucunda yükselmemeye dikkat etmelisniz.
*Bıçaklarınızı ayrı bir yerde saklamalısınız.
*Bulaşık makinesine bıçakları yerleştirirken sivri uçları alt tarafa gelecek şekilde yerleştirmeye dikkat edilmelidir.
*Perde, havlu, bulaşık yıkama ve kurulama bezlerini ateşe yakın bir yere koymayın.
*Kızartma yaparken yağın alev almamasına dikkat edin, eğer alev alırsa su dökmek yerine ıslak bir bez ile ateş alan cismi kapatın.
*Kibrit ve sigara gibi cisimleri iyice söndüğüne emin olduktan sonra çöp'e atın.
*Mutfağın bir köşesinde küçük bir yangın söndürme cihazını bulundurun.
Salonda
Saloda şömine çok büyük bir keyif olduğu kadar, büyük bir tehlikedir. İşin uzmanı kişiler tarafından yapılmalı ve denenmelidir. Bacanızın güvenli sirkülasyona müsait olup olmadığından emin olmalısınız.
Elektrikli ısıtıcılar için ise; tesisatınızın bu yükü taşıyıp, taşımayacağına emin olmak için önceden kontrol ettirmelisiniz.
Şamdan kullanıyorsanız; Büyük ferforje şamdanınızın asla devrilmeyecek bir şekilde sağlam durmasına özen gösterin (rüzgarla uçuşan bir tülün bile bir anda alev alave yanabileceğini unutmayın).
Ve Odalar...
Ranzalı yatakların montajında hassas davranmalısınız. Sağlam yerleştirilmezlerse devrilebilme riskleri çok fazladır.
Alçak tavanlı odalarda avizenin boyunu uzun boylu konuklarınız da düşünerek asmalısınız.
Banyolar
Rutubet ve elektrik akımı geçiren bir zemin banyolarda olabilecek en büyük tehlikeyi yaratıyor. Elektrik çarpması. Bunu önlemek için üç önemli kurala uymak gerekir.
Banyoda, küvetin 2.25 m. yüksekliğine kadar olan mesafeye ne elektrikli bir alet, ne de herhangibir aydınlatma elemanı konulmamalıdır.
Banyoda küvetin ve duşun yerden 60 cm.'ye kadar yüksekliğine şofben yerleştirilebilir ama üzeri çok iyi izole edilmelidir, en iyisi şofbenin, üzerine su damlamayacak bir yere yerleştirilmesidir.
Banyoda, yerden 60 cm.'den itibaren, elektrikli aletlerin ve ısıtıcının prizi ve eletrik ayar düğmesi konabilir, ancak hepsi mutlaka topraklı olmalıdır.
Banyoda sıkça rastlanan kazalardan biri de ıslak zeminde kayarak düşmektir. Gerek küvetin içinde, gerekse banyo zemininde kayma riskini ortadan kaldıran ve zemine yapışarak sabitleşen özel tutucu materyallerden birini seçebilirsiniz. Hem zemini örterek banyoya renk katmış, hem de riskleri ortadan kaldırmış olursunuz.
Günlük hayatımızda evde başımıza gelen kazalar, iş kazalarının üç katı, trafik kazaları kadar da fazla. Bazen masum bir hareket beklenmedik kazalara yol açabiliyor ve üzücü sonuçlar doğurabiliyor. Bu nedenle gelin hep birlikte evlerimizin içini dolaşıp kazlara davetiye çıkaran riskleri inceleyelim.
Mutfak
Tencerelerinizin kulplarını ve saplarını her zaman duvar tarafına çevirme alışkanlığı edinin; çünkü hem siz hem de çocuklarınız sağa sola koşuştururken ateş üzerindeki tencerenin sapına takılabilirsiniz. İçinde su kaynayan veya yemek pişirilen tencerenin devrilmesi, en olağan kazalardan biri, üstelik fena can yakar!
Ev temizliğinde kullandığınız sıvı deterjanları su, soda, şarap, meyva suyu şişelerine koymayın, her zamanki yerlerini değiştirmeyin. gecenin bir saatinde, hatta gün ortasında bile kendiniz ya da aile bireyleri içi yandıklarında bir bardak çamaşır suyu içebilir.
Mikrodalga fırınlar hakkında söylenenleri ise ciddiye almak gerekir; kullanımdan dolayı deforme olmuşlarsa tamire vermek, düzenli bakımlarını yaptırmak ve mümkün olduğunca yüksekte kullanmak gerekir. Tamir için ilgili servisi arayın, sakın kendiniz tamire kalkışmayın.
Evinize yeni ocak alırken konulması gereken yeri önceden tasarlayın. Ocağın arkasından geçen ve yemekle birlikte ısınabilecek elektrik kabloları, gaz boruları türünden bir tesisat varsa, olası bir kazayı (gaz kaçağı, patlama vs.) önlemek için onları duvarın içine gömdürmelisiniz. Aynı şekilde tüp gaz kullanıyorsanız tüpünüzü alırken ilgili kişiye kontrolünü yaptırıp teslim almalısınız.
*Mutfakta ocağı yakarken eğer ocağınızın otomatik ateşlemesi yoksa, önce kibriti yakıp daha sonra ocağı açmalısınız.
*Yüksek raflardan bir şey alacağınız zaman sağlam tabure veya sandalyeye çıkmalısınız. Ayaklarınızın ucunda yükselmemeye dikkat etmelisniz.
*Bıçaklarınızı ayrı bir yerde saklamalısınız.
*Bulaşık makinesine bıçakları yerleştirirken sivri uçları alt tarafa gelecek şekilde yerleştirmeye dikkat edilmelidir.
*Perde, havlu, bulaşık yıkama ve kurulama bezlerini ateşe yakın bir yere koymayın.
*Kızartma yaparken yağın alev almamasına dikkat edin, eğer alev alırsa su dökmek yerine ıslak bir bez ile ateş alan cismi kapatın.
*Kibrit ve sigara gibi cisimleri iyice söndüğüne emin olduktan sonra çöp'e atın.
*Mutfağın bir köşesinde küçük bir yangın söndürme cihazını bulundurun.
Salonda
Saloda şömine çok büyük bir keyif olduğu kadar, büyük bir tehlikedir. İşin uzmanı kişiler tarafından yapılmalı ve denenmelidir. Bacanızın güvenli sirkülasyona müsait olup olmadığından emin olmalısınız.
Elektrikli ısıtıcılar için ise; tesisatınızın bu yükü taşıyıp, taşımayacağına emin olmak için önceden kontrol ettirmelisiniz.
Şamdan kullanıyorsanız; Büyük ferforje şamdanınızın asla devrilmeyecek bir şekilde sağlam durmasına özen gösterin (rüzgarla uçuşan bir tülün bile bir anda alev alave yanabileceğini unutmayın).
Ve Odalar...
Ranzalı yatakların montajında hassas davranmalısınız. Sağlam yerleştirilmezlerse devrilebilme riskleri çok fazladır.
Alçak tavanlı odalarda avizenin boyunu uzun boylu konuklarınız da düşünerek asmalısınız.
Banyolar
Rutubet ve elektrik akımı geçiren bir zemin banyolarda olabilecek en büyük tehlikeyi yaratıyor. Elektrik çarpması. Bunu önlemek için üç önemli kurala uymak gerekir.
Banyoda, küvetin 2.25 m. yüksekliğine kadar olan mesafeye ne elektrikli bir alet, ne de herhangibir aydınlatma elemanı konulmamalıdır.
Banyoda küvetin ve duşun yerden 60 cm.'ye kadar yüksekliğine şofben yerleştirilebilir ama üzeri çok iyi izole edilmelidir, en iyisi şofbenin, üzerine su damlamayacak bir yere yerleştirilmesidir.
Banyoda, yerden 60 cm.'den itibaren, elektrikli aletlerin ve ısıtıcının prizi ve eletrik ayar düğmesi konabilir, ancak hepsi mutlaka topraklı olmalıdır.
Banyoda sıkça rastlanan kazalardan biri de ıslak zeminde kayarak düşmektir. Gerek küvetin içinde, gerekse banyo zemininde kayma riskini ortadan kaldıran ve zemine yapışarak sabitleşen özel tutucu materyallerden birini seçebilirsiniz. Hem zemini örterek banyoya renk katmış, hem de riskleri ortadan kaldırmış olursunuz.
Labels:
ev kazaları,
evlerimizde,
kazalar,
riskler,
tehlike
Osmanlı Mimari ve Tasarımının Türkiye’sine Yansımaları
Osmanlı Mimari ve Tasarımının Türkiye’sine Yansımaları
Tasarım; günümüzde çok sık kullanılan fakat ne anlama geldiği pek de anlaşılamayan bir sözcüktür. Bir tasarım kendi içinde bir yapıya ve bu yapı arkasında bir planlamaya sahip olmalıdır. Bütün sanatların temelinde tasarım vardır.
Tasarlama eylemi, oluşturulacak yapının organizasyonu ile ilgili her türlü faaliyeti içine almaktadır. Tasarım kavramını iki ayrı tanımla anlatmak gerekir. Hukukçular ve tasarımcılar tasarım kavramını farklı şekilde algılarlar. Amerikan Endüstriyel Topluluğuna göre tasarım; kullanıcı ve üreticinin karşılıklı yararını gözeterek; ürünlerin işlev, fayda ve görünümünü optimizme edecek şekilde yeni ürün fikirleri yaratmaya ve geliştirmeye yönelik profesyonel bir etkinliktir. Hukuki açıdan ise tasarım; bir ürünün veya bir parçasının çizgi, şekil, renk, biçim, doku, malzemenin esnekliği ya da süslemesi gibi insan duygularıyla algılanabilen çeşitli unsur veya özlerinin oluşturduğu görünümüdür.
Tasarımcılar ürünün işlev, fayda ve görünümüyle ilgilenirken; hukukçular ise sadece görünümü anlamaktadır. Tasarımın dallarını üç ana başlıkta toplamak mümkündür: Endüstri Tasarımı, Çevre Tasarımı ve Grafik Tasarım. Grafik Tasarımı Grafik tasarımı; görsel bir iletişim sanatıdır. Birinci işlevi de, bir mesaj iletmek ya da hizmeti tanıtmaktır. Grafik tasarımcı ise, okunan ve izlenen görüntülerin tasarımından sorumludur. Afişler, kitaplar, bilgi ve uyarı işaretleri, broşürler vb.. grafik tasarımın etkin olduğu yerlerdir. Asıl amacı da gerek iletişim, gerekse estetik kaliteyi en üst düzeye çıkarmaktır. Yaratıcılık bilgiyle bütünleşmekte ve teknolojiyle iletişim ortamına aktarılmaktadır.
Tasarımın amacını hiçbir zaman gözden uzak tutmamak koşuluyla kendilerine hayal güçlerini kullanma ve atak deneyler yapma olanağı vermiştir. Çelik borudan iskemle ve ev eşyaları ilk kez burada bulgulanmıştır. Savunduğu kuram ise İşlevciliktir. Globalleşen günümüz dünyasında görsel egemenliğin hakim olduğu ve yaşadığımız her hareket tasarım anlayışımız ve tanıtımla günlük hayatın bir parçası hâline gelmiştir. Yaşantımıza renk ve anlam katan bir rol taşıyarak da her an her yerde karşımıza çıkmaktadır.
Osmanlı dönemine baktığımızda özellikle tarihi kentlerimizdeki mimari yapılarda Selçuklu izlerini görmek mümkün. Selçukluların kentsel yerleşimleri geniş bir tasarım anlayışından ileri gelmektedir. Bu anlayış ibadethanelerin günümüz alış veriş merkezlerinin bir önceki versiyonunu ortaya koymaktadır.Osmanlı döneminde gelindiğinde külliyeler ziyaretçiler ve bu mekanlardan yaralanan toplulukların rahat hareketini sağlamaya yönelik olmuştur.Kullanılan malzemelerde işin ehli ön plana çıkmaktadır.Burada yol kavramı günümüzde Arnavut taşları diye adlandırdığımız küp taşların işçiliğini Arnavut asıllı işçilerin sanatsal etkileri ile tarihi mekanlara hayat verdiğini görüyoruz.Günümüzde kentsel dönüşüm alanlarında ve yeniden yapılanmaya yönelik çalışmalarda alan kullanımı dikkate alındığında bir dinginlikten uzak bir anlayışın hakim olduğu izlenimini vermektedir.Osmanlı kent kültüründe birlikte yaşam ve bu alanlardaki ilkede önplana çıkan anlayışta arazi kullanımında işlevsel etkiler kendini göstermiştir.Örnek olarak çeşmeleri göstere biliriz.Osmanlıda kent anlayışı birlikte yaşamın verdiği olguyla öne çıkmaktadır.
Şehirleşme, bir kente kendi özel şahsiyetini ve kimliğini kazandırmaktır. Şehirleşme, etnik fenomenin aksine rasyonel bir yapıya sahiptir. Buna ek olarak şehirleşme "açık" bir özellik gösterir ve birçok konumda da kozmopolitandır. Etkili bir kentselleşme ile birlikte "açık" ve çoğu zaman kozmopolit bir yönelim sergileyen şehirler kendilerini köy özelliği taşıyan kasaba ve gecekondu semtleri oluşturmaktan alıkoyamazlar. Hammurabi zamanında, şehir tüccarlar örgütünün, ya da bu örgüt tarafından seçilmiş ticaret şeflerinin de içlerinde yer aldığı bir soylular meclisi tarafından yönetilirdi. Belediye meclisi başkanı meclise başkanlık eder, adalet işlerine bakar, kamunun mallarını idare eder, vergileri toplar, şehir arazilerini yine şehir sakinlerine kontrat karşılığı kiralardı. Genel olarak şehirleşmenin hayatiyetinin dört önemli durumu vardır. Her şeyden önce; idari alan düşüncesi, şehir yönetimlerinin bir parçası olmalıdır. Belediye başkanı, belediye meclis üyeleri ve belediyenin memurları, şehir sakinlerini ve genel olarak tüm halkı etkilemek zorundadırlar. İzlenen politikalar açık, anlaşılır ve doğru yöntemleri kanıtlar şekilde olmalıdır. Şu an yaşadığımız, piyasanın ve medyanın yönettiği bu çağda, iletişim ve halkın birbirleri ile olan bağlantısı, sağlıklı ve canlı bir şehirleşmenin önemli fonksiyonlarındandır. Şehrin altyapısı da estetik olması da hayli önemli bir konudur. Şehir görüntü açısından belirli bir düzeyde kaliteye ihtiyaç duyar. Ayrıca şehrin caddeleri, yolları, parkları, köprüleri ve binaları göze itap etmelidir ve şehrin kaliteli ve düzeyli bir biçimde kentselleşmesine katkıda bulunmalıdır.
Büyükşehirlerde sosyo-kültürel hayatın kalbi olan yerlerde yönetimler ve fonksiyonel yoğunlaşmalar, özerk ilçelerle ve şehrin sosyal ve kültürel zayıflığıyla yakından ilgilidir. Tabi olarak esaslı bir şehirleşme için gerekli olan yukarda bahsi geçen dört durum sağlıklı bir ekonomik yapı ile yakından ilgilidir. Sosyal ve kültürel hayatta ekonomik faaliyetler çok önemli bir yere sahiptir. Daha önce söylenildiği gibi güçlü bir şehir ekonomisi, esaslı bir şehirleşme için alt tabakadır. Ancak tersi de en az bunun kadar doğrudur. Şehir ekonomisinin güçlü olması yine canlı ve güçlü bir kentleşmeye ihtiyaç duyar.
Osmanlılar fevkalâde imarcıdır. Yapıları kendi medeniyetine ait olmasa bile ihtimamla korur. İmar görülmediği hiçbir imparatorluk köşesi yoktur. Dişinden tırnağından arttıran mütevazı mahalle zenginleri bile, bir mescid yaptıramadığı takdirde bir çeşme yaptırır veya bir mektep tamir ettirir. Toplum anlayışı fevkalâde güçlüdür. Kendilerinden sonraki nesiller içinde şefkat fikri çok gelişmiştir. Bu gelişmeler içinde İslam dünyasında yer almıştır. Özellikle Etrüskler peyzaj konusunda önemli atılımlar yapmışlar, su öğesini en yoğun kullanan medeniyetlerden bir tanesi olmuştur. Aynı şekilde Osmanlılarda, heykelin o yıllarda yasak olmasından dolayı, çeşmeler, sarnıçlar ve diğer benzer elemanlar peyzajda sık olarak kullanılmıştır. Lale Devri Osmanlı İmparatorluğu zamanında peyzajın en üst düzeye çıktığı zaman aralığı olarak gösterilebilinir. Yürüyen tarihçi ve yazar Orhan Erdenen Boğaziçi Kendini Anlatıyor adlı kitabında bazı can alıcı noktalara dikkat çekmemizi sağlıyor. Gravürleri, fotoğrafları, cildi ve zengin içeriğiyle göz dolduran eserde Erdenen’in elli yıldır adım adım dolaştığı Boğaziçi’nin tarihi, bugünü, arkeolojisi ve coğrafyası, imarı ve turistik özellikleri yanında silueti, kuşları, yalıları, kumsalları, seyir tepeleri, kuş ve kelebekleri, bitki örtüsü, dereleri ve suları, sebze ve meyveleri, afetleri, şarkıları, ressam ve yazarları, çeşme ve türbelerine kadar hiçbir nokta atlanmadan ele alınıyor. Boğaziçi’nin milli park ilan edilmesini isteyen Erdenen, "Ulus semti, Boğaziçi’ne atılmış ilk yumruktur” diye dile getiriyor. Diğer bir tesbitide II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan sonra hem kendi dinlensin hem de halka huzur getirsin diye bir hamle olarak muazzam çeşme, eser ve yalı yaptırdı. Bostancı başı’nın tuttuğu deftere göre Haliç’ten Fenerbahçe’ye kadar tam 2500 tane yalı tespiti yapılmış. Bugüne ise 1. sınıf yalı olarak 67, toplamda ise 365 tane yalı kaldı. Birçoğu da Yılanlı ve Hasippaşa yalıları gibi bilerek yakıldı ve yıkıldı. Bugün Topkapı sarayının bulunduğu yer dünyanın en güzel peyzajı olarak kabul ediliyor.
Çatı bahçelerinin Türk mimarisinde en güzel örneklerini Topkapı Sarayının Haliç cephesinde görmekteyiz. Daha sonraları III. Sultan Osman’ın Asma Bahçeleri bunu takip etmektedir. Günümüze yakın örneklerini ise 1983’lü yıllarda Almanya’da görmekteyiz. Çatıların çatı bahçesine dönüşmesi yaygınlaşmıştır. Böylece çatı bahçelerinin ekolojik, ekonomik, estetik, psikolojik yararları daha iyi anlaşılmaktadır. Çatı bahçeleri bulunduğu binanın ekonomik değerini arttırmaktadır. Binaları sıcak soğuk mevsimsel değişikliklerden, ultraviole ışınlarından korumaktadır. Su izolasyonu sağladığı kadar ses izolasyonu da sağlamakta ve bina izolasyonlarının ömrünü arttırmaktadır. Çatı bahçelerinin estetik yararları ,ekolojik ve ekonomik yararları daha fazladır. Çatı bahçelerinde yapılabilecek sayısız tasarımlarla estetik harikalar oluşturulabilir. Şehir dokusunun kirli, çirkin, siyahi çatı örtülerini yeşilin binbir rengine dönüştürülür. Aydınlatma elemanlarının kullanımı ile bu mekanların 24 saat kullanımı sağlanmış olur. Günümüz Türkiye’sinde plansız büyümelerin önüne geçmek için kentsel dönüşüm haberlerini dinliyor ve okuyoruz .Bazen bir şeyleri gözden kaçırıyoruz rant kavgasından birbirimizden uzaklaşıyor muyuz.Yeşil alanların daralmasıyla şehrin yükünü hafifleteceğimize ağırlaştırıyoruz.
Tasarım; günümüzde çok sık kullanılan fakat ne anlama geldiği pek de anlaşılamayan bir sözcüktür. Bir tasarım kendi içinde bir yapıya ve bu yapı arkasında bir planlamaya sahip olmalıdır. Bütün sanatların temelinde tasarım vardır.
Tasarlama eylemi, oluşturulacak yapının organizasyonu ile ilgili her türlü faaliyeti içine almaktadır. Tasarım kavramını iki ayrı tanımla anlatmak gerekir. Hukukçular ve tasarımcılar tasarım kavramını farklı şekilde algılarlar. Amerikan Endüstriyel Topluluğuna göre tasarım; kullanıcı ve üreticinin karşılıklı yararını gözeterek; ürünlerin işlev, fayda ve görünümünü optimizme edecek şekilde yeni ürün fikirleri yaratmaya ve geliştirmeye yönelik profesyonel bir etkinliktir. Hukuki açıdan ise tasarım; bir ürünün veya bir parçasının çizgi, şekil, renk, biçim, doku, malzemenin esnekliği ya da süslemesi gibi insan duygularıyla algılanabilen çeşitli unsur veya özlerinin oluşturduğu görünümüdür.
Tasarımcılar ürünün işlev, fayda ve görünümüyle ilgilenirken; hukukçular ise sadece görünümü anlamaktadır. Tasarımın dallarını üç ana başlıkta toplamak mümkündür: Endüstri Tasarımı, Çevre Tasarımı ve Grafik Tasarım. Grafik Tasarımı Grafik tasarımı; görsel bir iletişim sanatıdır. Birinci işlevi de, bir mesaj iletmek ya da hizmeti tanıtmaktır. Grafik tasarımcı ise, okunan ve izlenen görüntülerin tasarımından sorumludur. Afişler, kitaplar, bilgi ve uyarı işaretleri, broşürler vb.. grafik tasarımın etkin olduğu yerlerdir. Asıl amacı da gerek iletişim, gerekse estetik kaliteyi en üst düzeye çıkarmaktır. Yaratıcılık bilgiyle bütünleşmekte ve teknolojiyle iletişim ortamına aktarılmaktadır.
Tasarımın amacını hiçbir zaman gözden uzak tutmamak koşuluyla kendilerine hayal güçlerini kullanma ve atak deneyler yapma olanağı vermiştir. Çelik borudan iskemle ve ev eşyaları ilk kez burada bulgulanmıştır. Savunduğu kuram ise İşlevciliktir. Globalleşen günümüz dünyasında görsel egemenliğin hakim olduğu ve yaşadığımız her hareket tasarım anlayışımız ve tanıtımla günlük hayatın bir parçası hâline gelmiştir. Yaşantımıza renk ve anlam katan bir rol taşıyarak da her an her yerde karşımıza çıkmaktadır.
Osmanlı dönemine baktığımızda özellikle tarihi kentlerimizdeki mimari yapılarda Selçuklu izlerini görmek mümkün. Selçukluların kentsel yerleşimleri geniş bir tasarım anlayışından ileri gelmektedir. Bu anlayış ibadethanelerin günümüz alış veriş merkezlerinin bir önceki versiyonunu ortaya koymaktadır.Osmanlı döneminde gelindiğinde külliyeler ziyaretçiler ve bu mekanlardan yaralanan toplulukların rahat hareketini sağlamaya yönelik olmuştur.Kullanılan malzemelerde işin ehli ön plana çıkmaktadır.Burada yol kavramı günümüzde Arnavut taşları diye adlandırdığımız küp taşların işçiliğini Arnavut asıllı işçilerin sanatsal etkileri ile tarihi mekanlara hayat verdiğini görüyoruz.Günümüzde kentsel dönüşüm alanlarında ve yeniden yapılanmaya yönelik çalışmalarda alan kullanımı dikkate alındığında bir dinginlikten uzak bir anlayışın hakim olduğu izlenimini vermektedir.Osmanlı kent kültüründe birlikte yaşam ve bu alanlardaki ilkede önplana çıkan anlayışta arazi kullanımında işlevsel etkiler kendini göstermiştir.Örnek olarak çeşmeleri göstere biliriz.Osmanlıda kent anlayışı birlikte yaşamın verdiği olguyla öne çıkmaktadır.
Şehirleşme, bir kente kendi özel şahsiyetini ve kimliğini kazandırmaktır. Şehirleşme, etnik fenomenin aksine rasyonel bir yapıya sahiptir. Buna ek olarak şehirleşme "açık" bir özellik gösterir ve birçok konumda da kozmopolitandır. Etkili bir kentselleşme ile birlikte "açık" ve çoğu zaman kozmopolit bir yönelim sergileyen şehirler kendilerini köy özelliği taşıyan kasaba ve gecekondu semtleri oluşturmaktan alıkoyamazlar. Hammurabi zamanında, şehir tüccarlar örgütünün, ya da bu örgüt tarafından seçilmiş ticaret şeflerinin de içlerinde yer aldığı bir soylular meclisi tarafından yönetilirdi. Belediye meclisi başkanı meclise başkanlık eder, adalet işlerine bakar, kamunun mallarını idare eder, vergileri toplar, şehir arazilerini yine şehir sakinlerine kontrat karşılığı kiralardı. Genel olarak şehirleşmenin hayatiyetinin dört önemli durumu vardır. Her şeyden önce; idari alan düşüncesi, şehir yönetimlerinin bir parçası olmalıdır. Belediye başkanı, belediye meclis üyeleri ve belediyenin memurları, şehir sakinlerini ve genel olarak tüm halkı etkilemek zorundadırlar. İzlenen politikalar açık, anlaşılır ve doğru yöntemleri kanıtlar şekilde olmalıdır. Şu an yaşadığımız, piyasanın ve medyanın yönettiği bu çağda, iletişim ve halkın birbirleri ile olan bağlantısı, sağlıklı ve canlı bir şehirleşmenin önemli fonksiyonlarındandır. Şehrin altyapısı da estetik olması da hayli önemli bir konudur. Şehir görüntü açısından belirli bir düzeyde kaliteye ihtiyaç duyar. Ayrıca şehrin caddeleri, yolları, parkları, köprüleri ve binaları göze itap etmelidir ve şehrin kaliteli ve düzeyli bir biçimde kentselleşmesine katkıda bulunmalıdır.
Büyükşehirlerde sosyo-kültürel hayatın kalbi olan yerlerde yönetimler ve fonksiyonel yoğunlaşmalar, özerk ilçelerle ve şehrin sosyal ve kültürel zayıflığıyla yakından ilgilidir. Tabi olarak esaslı bir şehirleşme için gerekli olan yukarda bahsi geçen dört durum sağlıklı bir ekonomik yapı ile yakından ilgilidir. Sosyal ve kültürel hayatta ekonomik faaliyetler çok önemli bir yere sahiptir. Daha önce söylenildiği gibi güçlü bir şehir ekonomisi, esaslı bir şehirleşme için alt tabakadır. Ancak tersi de en az bunun kadar doğrudur. Şehir ekonomisinin güçlü olması yine canlı ve güçlü bir kentleşmeye ihtiyaç duyar.
Osmanlılar fevkalâde imarcıdır. Yapıları kendi medeniyetine ait olmasa bile ihtimamla korur. İmar görülmediği hiçbir imparatorluk köşesi yoktur. Dişinden tırnağından arttıran mütevazı mahalle zenginleri bile, bir mescid yaptıramadığı takdirde bir çeşme yaptırır veya bir mektep tamir ettirir. Toplum anlayışı fevkalâde güçlüdür. Kendilerinden sonraki nesiller içinde şefkat fikri çok gelişmiştir. Bu gelişmeler içinde İslam dünyasında yer almıştır. Özellikle Etrüskler peyzaj konusunda önemli atılımlar yapmışlar, su öğesini en yoğun kullanan medeniyetlerden bir tanesi olmuştur. Aynı şekilde Osmanlılarda, heykelin o yıllarda yasak olmasından dolayı, çeşmeler, sarnıçlar ve diğer benzer elemanlar peyzajda sık olarak kullanılmıştır. Lale Devri Osmanlı İmparatorluğu zamanında peyzajın en üst düzeye çıktığı zaman aralığı olarak gösterilebilinir. Yürüyen tarihçi ve yazar Orhan Erdenen Boğaziçi Kendini Anlatıyor adlı kitabında bazı can alıcı noktalara dikkat çekmemizi sağlıyor. Gravürleri, fotoğrafları, cildi ve zengin içeriğiyle göz dolduran eserde Erdenen’in elli yıldır adım adım dolaştığı Boğaziçi’nin tarihi, bugünü, arkeolojisi ve coğrafyası, imarı ve turistik özellikleri yanında silueti, kuşları, yalıları, kumsalları, seyir tepeleri, kuş ve kelebekleri, bitki örtüsü, dereleri ve suları, sebze ve meyveleri, afetleri, şarkıları, ressam ve yazarları, çeşme ve türbelerine kadar hiçbir nokta atlanmadan ele alınıyor. Boğaziçi’nin milli park ilan edilmesini isteyen Erdenen, "Ulus semti, Boğaziçi’ne atılmış ilk yumruktur” diye dile getiriyor. Diğer bir tesbitide II. Mahmud, Yeniçeri Ocağı’nı kaldırdıktan sonra hem kendi dinlensin hem de halka huzur getirsin diye bir hamle olarak muazzam çeşme, eser ve yalı yaptırdı. Bostancı başı’nın tuttuğu deftere göre Haliç’ten Fenerbahçe’ye kadar tam 2500 tane yalı tespiti yapılmış. Bugüne ise 1. sınıf yalı olarak 67, toplamda ise 365 tane yalı kaldı. Birçoğu da Yılanlı ve Hasippaşa yalıları gibi bilerek yakıldı ve yıkıldı. Bugün Topkapı sarayının bulunduğu yer dünyanın en güzel peyzajı olarak kabul ediliyor.
Çatı bahçelerinin Türk mimarisinde en güzel örneklerini Topkapı Sarayının Haliç cephesinde görmekteyiz. Daha sonraları III. Sultan Osman’ın Asma Bahçeleri bunu takip etmektedir. Günümüze yakın örneklerini ise 1983’lü yıllarda Almanya’da görmekteyiz. Çatıların çatı bahçesine dönüşmesi yaygınlaşmıştır. Böylece çatı bahçelerinin ekolojik, ekonomik, estetik, psikolojik yararları daha iyi anlaşılmaktadır. Çatı bahçeleri bulunduğu binanın ekonomik değerini arttırmaktadır. Binaları sıcak soğuk mevsimsel değişikliklerden, ultraviole ışınlarından korumaktadır. Su izolasyonu sağladığı kadar ses izolasyonu da sağlamakta ve bina izolasyonlarının ömrünü arttırmaktadır. Çatı bahçelerinin estetik yararları ,ekolojik ve ekonomik yararları daha fazladır. Çatı bahçelerinde yapılabilecek sayısız tasarımlarla estetik harikalar oluşturulabilir. Şehir dokusunun kirli, çirkin, siyahi çatı örtülerini yeşilin binbir rengine dönüştürülür. Aydınlatma elemanlarının kullanımı ile bu mekanların 24 saat kullanımı sağlanmış olur. Günümüz Türkiye’sinde plansız büyümelerin önüne geçmek için kentsel dönüşüm haberlerini dinliyor ve okuyoruz .Bazen bir şeyleri gözden kaçırıyoruz rant kavgasından birbirimizden uzaklaşıyor muyuz.Yeşil alanların daralmasıyla şehrin yükünü hafifleteceğimize ağırlaştırıyoruz.
2011 yazında evler ferah ve elegan olacak
Yazın canlılığı bu sezon da evlere yansıyor. doğanın yeşili, deniz mavisi 2011 yazında dekorasyona damga vuruyor.
Uçsuz bucaksız mavi gökyüzü, plaj tatili, rahat kamp tarzı ve güneşli tonlardan ilham alın. Oda ve banyo tasarımlarınıza yazın tarzını yansıtın.
Soft renklerin birleşmesi Belki de hiç düşünmediğiniz hatta yanyana asla olmaz dediğiniz renkler dekorasyonda ne kadar da efektif oluyor. Tıpkı mavi tonları ile hadalın bileşimi gibi.
Denizden gelen esinti
Deniz objeleri dekorasyonda her sezon moda. Bu sezon da turkuaz objeler eskitme mobilyalar üzerine renk katıyor.
Göz yormayan renkler
Koltukları düz renklerde tercih edip, perde ve halıyı da birbirinden tamamen zıt şekilde kombinleyin.
Renkli cam objeler
Bu sezon cam objeler oldukça revaçta olacak.
Doğayı yatak odasına taşıyın
Doğa severler için hakiki ağaçlardan yapılan mobilyalar dikkat çekici. Siz de doğa tutkunuysanız bu konsept tam size göre.
Dar mekanlar için
Tavanı alçak mekanlar ya da çatı katında ikamet edenlerin, mekanı büyük göstermek adına duvar rengi olarak beyazı tercih etmesi gerekir. Bu yüzden de halı ve kullanacağınız küçük objelerle dekorasyona renk katabilirsiniz.
Banyolar tarz değiştiriyor
Banyolarda fayans dönemi yerini duvar kağıtlarına bırakmıştı. Şimdi de duvar kağıtları yerini ahşaba bırakıyor.
Ayna ihtişamı
Ya�amın Esteti�i Dekorasyon - Dekor - Ev Dekorasyonu
Klasik döşenmiş mekanı aynalarla hareketlendirebilirsiniz.
Renkli yaşamayı sevenlere
Yaz denince akla gelen deniz, mavisi iel evlere renk katıyor. Üstelik birbirinzen zıt döşemelerle
Huzur arayanlara
Sabah kalktığınızda kendinizi yorgun hissetmemeniz için yatak odanızda tercihler çok önemli. Gayet şık, sade ve huzurlu bir yatak odası değil mi?
Küçük mekan alternatifleri Mekanı dar olanlar, neyi-nereye koyacağını bilemeyenler için duvar doğru tercih olacaktır.
Subscribe to:
Posts (Atom)